YANGINDAN SONRA… ALADAĞLAR KARADAĞLAR OLDU…
08.08.202128 Temmuz 2021 tarihinde ülkemizin bir çok yerinde aynı anda orman yangınları çıktı. Bu yangınlardan biri de Aladağlarda oldu. Aladağlar, Kayseri-Niğde-Adana illeri arasında bulunan Seyhan Nehri’nin batısında, Yahyalı, Çamardı ve Aladağ ilçelerinin arasında yer alan oldukça büyük bir dağ silsilesidir. Bitki örtüsü ve hayvan çeşitleri bakımından zengin bir çeşitliliğe sahip sıra dağlardır. Bu nedenle dağın 54.524 hektarlık bir bölümü önce Tabiat Parkı, 1995 yılında da Milli Park ilan edilmiştir.
Toros sıradağlarının en yüksek zirvelerine sahip olan Aladağlar jeolojik olarak da ülkemizin en ilginç yerlerinden biridir. Yükseklerinde buzullar ve buzul gölleri bulunurken, alçaklarda derin kanyonlar, sarp kayalıklar, taşlık yamaçlar bulunmaktadır. Aladağlar Milli Parkı içerisinde Demirkazık Tepesi, Yedi Göller, Hacer Ormanı, Kapuzbaşı Şelaleleri ve Acısu mutlaka görülmesi gereken yerlerdir.
Yöre klimatik açıdan kendine has özelliklere sahiptir. Yazları sıcak, kışları soğuk ve kar yağışlı olarak tanımlanabilecek bu klimatik yapı yörenin yüksek kesimlerinde kalıcı karların ve geceleri göllerin donmasına neden olurken, gündüzleri 300C kadar çıkmaktadır.
Aladağlarda bitki örtüsü olarak ardıç ve kermes meşesi ağırlıklı maki toplulukları, kızılçam, karaçam ve sedir ormanları ile karışık iğne yapraklı ormanlar, yüksek dağ çayırlarından oluşur. Akdeniz’e bakan yamaçlarını ağırlıklı olarak Toros sediri ve göknar karışık ormanı oluşturur. Ağaç sınırından sonraki yüzeylerde Akdeniz’e özgü yüksek dağ çayırları ve kayalar arasında yetişen otsu bitkilerin arasında çoğu gösterişli çiçekler görülür. Alanın İç Anadolu’ya bakan yamaçları ise bu bölgeye özgü dağ bozkırlarını barındırır. Dünyada sadece Aladağlar’da bulunan Alchemilla rivularis, Astragalus stridii, Delphinium nydeggeri, Dianthus goerkii, Galium aladaghense, Hedysarum antitauricum, Potentilla aladaghensis, Thlaspi crassum ve Veronica tauricola en öncelikli bitki türleridir. Kuzey bölümlerde insan baskısıyla Antropojen bozkır ve tarım alanları artmaktadır.
Millî parkta yaban keçisi, yaban domuzu, kurt, çakal, vaşak, sansar, su samuru, tilki gibi memeliler, yırtıcı ve ötücü kuşlar yaşamaktadır. Kuşlar açısından da son derece zengin ve önemli bir alandır. Alanda kaya kartalı, gökdoğan, sakallı akbaba, kızıl akbaba, doğan, şahin, kartal, küçük akbaba gibi yırtıcı türlerin yanı sıra puhu, kırmızı gagalı dağ kargası, üremektedir. Alanda yaşayan önemli memeli türlerinin başında dağkeçisi, kar faresi, saz kedisi, susamuru ve bataklık faresi gelir. Nesli küresel ölçekte tehlike altında olan Barbatula seyhanensis isimli içsu balığı Aladağlarda yaşayan önemli türler arasındadır. Aladağlar çok sayıda kelebek türüne de ev sahipliği yapar. Bu türler arasında nesli küresel ölçekte tehlike altında olan Apollo kelebeği ile nesli bölgesel ölçekte tehlike altında olan çokgözlü Poseidon, bavius, sarı ayaklı Nimfalis ve ülkemize endemik Aladağ zıpzıpı yer alır.
Aladağlar, Türkiye içinden ve dışından, dağcıların en çok rağbet ettikleri bir yerdir. Görkemli dorukları ve heyecan verici sarp beyaz kayalıklarıyla, tırmanış için en çok tercih edilen rotalara sahiptir. Aladağlar rengarenk çiçekler ve kıyısında kamp kurulan benzersiz doğa harikaları yedi göller sayesinde kendisine gidenlere doyumsuz manzaralar ve güzel alanlar sunar. Park içinde trekking yapmak isteyenler için mükemmel yürüyüş parkurları vardır. Milli park içinde dik kayalar arasında coşkuyla akan Zamantı ırmağı ise rafting tutkunları için heyecan vericidir.
Bu yazıda amacım Aladağların güzelliklerini anlatmak değil. Ama kısa da olsa anlattım. Artık o güzellikler yok. Aslında yazacağım çok fazla bir şey de yok. O güzelim ağaçlar, kuşlar, böcekler, toprak hepsi yandı. Artık o habitat, yabanıl ortam yok, bitti. Hepsi yandı, bitti, kül oldu… Sonbaharda yeşilden kırmızıya kadar her rengin her tonunu gördüğümüz o ağaçlar artık yok… Aladağlardan geriye simsiyah ağaç kökleri, siyah külleri, yanmış koyun, keçi, inek, böcek, kurt, çakal, endemik çiçekleri ve genzinizi yakan kokusuyla Karadağlar kaldı. Çünkü artık Aladağlar Karadağlar oldu. Pandemi insanların akciğerlerini bitirdi, yangın ise doğanın akciğerlerini bitirdi. Çok üzgün ve çok öfkeliyim…
YANMIŞ BALKABAĞI
Gölgesini çekip
Küstüm dedi şiire,
Sitemi
Kıyımlardan gelir
Bilirdi çöp kimin
Kim salar hor ateşi
Kuşun göğsüne
Bulutun ağına
Eldeleri artıdadır hep
Dertleriyse eksiltir ruhlarını
Yeter ki cümle
Yeşil görünsün gözlerine
Kontrol altında
Savrulsun otları
Hep aynı ton
Aynı boydan
Uyuyan güzeller vardı
Uyandılar kül içinde
Şimdi
Başlıkları alev karası
Elmaları daha ölümcül
Gördük hepimiz
Balkabakları yanmış
Kaçışıyor fareleri
Kurtlar nemalanıyor yine
Çıktılar meydana
Yangın olurda canlı yanmaz mı dedi
Buyruk
İki insan daha boğulmuş
Kalplerimize vurup
Susturalım ağıtları
Aklımız konuşsun barbarca
Nefes alınmıyor dedi oysa
Ebrarlı annelerimiz bile
Yetsin artık
Gidesimiz var Mevla'ya
Yaktılar ciğerlerimizi
Vurulmuş evlerden
Yakılmış tepelerden
Ahlatımız bulandı
Örtünün!
Örtünün!
Ağaçlar utanıyor bizden
Öylesine çıplaklar
Renkli fotoğrafları is kokuyor
Dumanlar ayyuka çıktı
Bugün de bitirmiyorlar yangını
İyisi mi geri dön dostumuz
Şiir yedi cüce bir evlek değil
Hesaplaşır gerçek canavarlarla
Bir vakit bilgelik gördüğün
dizeler değil
Bunca kıyıma sebep
Ellerimizde zincir
Sırtımız çıplak
Şiirlere vuralım
Bir gün beraber ağacağız toprağa
Eşikte bekliyor sular
Not: Yangından sonra çektiğim fotoğraflardan etkilenerek yukarıdaki şiiri yazarak duygularımızı da yansıtan Selda Sevtap Demirci, başlık için Gönül Malat arkadaşlarıma ve yangından önceki Aladağ fotoğrafları için Haluk Uygur hocama çok teşekkür ederim.
KAYNAKLAR
1-https://www.dogadernegi.org/aladaglar/
2-https://tr.wikipedia.org/wiki/Alada%C4%9Flar
3-http://ormanweb.isparta.edu.tr/kdas/belgeler/sozlubildiriler/26.pdf
4- http://nigde.gov.tr/kurumlar/nigde.gov.tr/2019files/aladaglar.pdf
Yorum yap