Üye Ol / Giriş yap


Tarih

BIR DENIZ KIZI EFSANESI; MARPESSA

ALİ İHSAN ÖKTEN 13.09.2021

Bir Deniz Kızı Efsanesi; MARPESSA

Mersin’in şirin beldesi Taşucu’na gidenler hemen sahilde bir denizkızı heykeli ile karşılaşırlar. O denizkızı Marpessa’dır. Marpessa, çok güzel bir kızdır. Göreni anında tutsak alan bir güzelliği vardır. Bu güzellik, kendisini her gören gencin ve kendisiyle karşılaşanların hayallerini ve düşlerini süslediği bir güzelliktir. Her delikanlı onunla birlikte olmanın hayaliyle yanıp tutuşmaktadır. İdas ve Marpessa'nın hikayesi, Eros ve Psike ya da Adonis ve Afrodit'in hikayeleri kadar ünlü olmayabilir, ama şüphesiz onlar kadar güzel ve romantiktir. Marpessa, hayatının bir bölümünde kocasını bir ölümlü ile bir tanrı arasında seçme ihtiyacı içinde bulan genç bir bakiredir. Güzelliği, Tanrı Apollon'un yanı sıra kahraman İdas'ın da ilgisini çekmiştir. Marpessa’nın  kararı acaba ne olmuştur? Yanıtı bulmak için hakkında ki çeşitli efsanelere bakalım.

Resim-1: Güzeller güzeli Marpessa

Yunan mitolojisine göre iki ayrı efsanesi vardır;

Yunan mitolojisine göre Savaş Tanrısı Ares’in torunu ve Aitolia kralı Euenos ve  Alcippe'nin güzelliğiyle ünlü kızıdır. Euenus kızına çok sahip çıkar ve hayatı boyunca onun yanında kalmasını ister, kızını herhangi bir prens ya da başka bir adamla evlendirmek istemez. Ayrıca onu genç bir savaşçı olması içinde eğitir.  Marpessa’nın bu dillere destan güzelliği günün birinde İdas’ın kulaklarına değer. İdas, Messinialıdır. Aphareus ile Arene’nin biricik oğullarıdır. Balıkçılık yaparak aile bütçesine katkıda bulunan  fakir bir aile çocuğudur. Delikanlılık çağındadır. Marpessa ne kadar güzel ise o da o kadar yakışıklıdır. Yakışıklılığıyla genç kızları büyüleyen İdas ile birlikte olma hayaliyle yanıp tutuşan onlarca genç kız vardır. Ancak İdas, onlara hiç aldırış etmez. Tam bu sırada güzelliği dillerde dolaşan Marpessa’nın adını duyar. Günün birinde bir rastlantı sonucu Marpessa ile karşılaşır. İkisi de karşılaştıkları andan itibaren birbirlerine âşık olurlar. O günden sonra gizli gizli buluşmaya başlarlar. İkisi de evlenmeyi düşünür. Ama Marpessa bir kralın kızıdır. Oysa İdas fakir bir balıkçının oğludur. İdas’ın, Marpessa’yı babasından istemesi mümkün değildir. Bu mümkün olmadığı için iki âşık kaçmaya karar verirler. Ve İdas, Marpessa’yı kaçırıp Akdeniz kıyısındaki mağaranın  (günümüzdeki Taşucu’nda) birine götürür ve orada yaşamaya başlarlar. Dünyalar güzeli kızının fakir bir ailenin oğluyla kaçtığını duyan babası, üzüntüsünden intihar eder.

Resim-2: İdas Marpessa'yı kaçırıyor

Marpessa’nın âşıklarından biri olan  Tanrı  Apollon bu olayı duyunca çok kızar. Tanrı Apollon ile İdas arasında amansız bir kavga başlar.  Mücadele  saatlerce sürer. Şafaktan gün batımına kadar iki adam aşkları için savaşır durur.  Mücadele sert ve acımasızdır. Saatler sonra bile  iki rakip hala eşittir. Kılıçlarının sert sesleri Olympus'a kadar duyulur ve diğer tanrılar için can sıkıcı olmaya başlar. İşte o zaman Zeus bu işe yaramaz savaşa müdahale etmeye ve durdurmaya karar verir. Sonuçta araya giren Zeus, seçimi Marpessa’ya bırakır. Marpessa, her iki adama bakar. Bir tarafta, gördüğü en yakışıklı ve çekici adam olan ilahi Apollon vardır.  Apollo ona istediği her şeyi verebilir: şan, güç ve birçok hediye. Ancak Apollo, yaşlanmayan bir tanrıdır ve bu nedenle doğası gereği sadakatsizdir. Marpessa yaşlanıp güzelliğini kaybedecek olsa bile, tüm hayatı boyunca onun yanında kalacağına güvenmez. Diğer  yanda ise İdas vardır.  Her yerinde bir savaşçının gaddarlığı vardır ve sert yaşamayı öğrenmiştir. Yine de onu seviyordur ve aşkını defalarca kanıtlamıştır. Marpessa, İdas’la  hayatın ölümlü ve basit olacağını ama en azından hayatı boyunca kararlı, sadık bir ilişkisi olacağını düşünür.  Marpessa hemen kararını verir. Apollo'yu geri çevirir ve kocası olarak İdas'ı seçer. Apollo, savaş alanından yenik bir şekilde çıkar ve  intikam almak ve  Marpessa’yı cezalandırması için ikizi Artemis’i görevlendirir. İki genç aşığın yaşadığı mağaraya giden Artemis, onları sevişirken yakalar. Marpessa’yı hemen bir taşa dönüştürür. İdas’ı görünce onun yakışıklılığı karşısında kendinden geçer. Günün birinde onunla birlikte olmayı düşündüğü için olmalı ki İdas’a dokunmaz. Sevgilisinin taşa dönüştürülen bedenine sarılan İdas, yemeden içmeden günlerce ağlar, durur. Öylesine çok ağlar ki gözlerinden bir nehir oluşturacak kadar gözyaşı dökülür. Sonra iki elini gökyüzüne doğru açıp isyan edercesine; "Ey yerin, göğün yaratıcısı, bütün insanların ve canlıların tanrısı! Ey Tanrıların Tanrısı Zeus! Benim bedenimi de taş haline dönüştür." diye yakarır, Zeus’a. Bu içten feryadı ve dileği duyan Tanrıların Tanrısı Zeus, İdas'ın bedenini de taşa dönüştürür.

Resim-3: Marpessa heykeli

Başka bir Yunan mitolojisine göre efsane şöyledir;

"Güzel bilekli  bir hizmetçi" olarak tanımlanan Marpessa, dünya çapında gelmiş geçmiş en güzel kadınlardan biri olarak kabul edilir. Ancak, bir dizi talipli yanında, Marpessa çok katı ve muhafazakâr bir babaya sahip olmanın talihsizliğini de yaşar. Marpessa'nın masumiyetine yaşadığı sürece dokunmamaya kararlı olan Euenus, taliplerinin her birine karşı ölümcül bir araba yarışı ile  meydan okur. Onu yenecek kişiye kızı vereceğine söz verir; ancak mağlup olan rakiplerinin kafalarını evinin duvarlarına çivileyeceğini söyler. Bu nedenle kimse onunla yarışmaya katılmaz.  

Bir gün, Messenia prensi İdas, Marpessa'ya kur yapmak için Aetolia'ya geldi. Herkes onun Messenia kralı Aphareus'un iki oğlundan biri olduğunu bilse de, aslında İdas, Aphareus'un karısı Arene'nin bilmeden kılık değiştirmiş Poseidon ile yatmasından dokuz ay sonra doğmuş bir yarı tanrıdır. Homeros'a göre o, “o zamanlar yeryüzünde bulunan insanların en kudretlisidir”; diğer yazarlara göre, bir zamanlar gerçek babası tarafından kendisine verilen kanatlı atların çizdiği altın bir arabaya da sahiptir. Böylece, şaşırtıcı olmayan bir şekilde, Euenus'un İdas'a karşı hiçbir şansı yoktur ve bu kez  inandırıcı bir şekilde  araba yarışını kaybeder.

Resim-4: Marpessa ve İdas

Ancak, Euenus sözünü tutmayı reddeder ve kızının İdas ile  evlenmesini kabul etmez.  İdas, göz açıp kapayıncaya kadar Marpessa'yı yakalar ve karşı koymasına rağmen  onu kanatlı arabasına götürür. Euenus kovalar, ama İdas’la, onun ölümlü atları ve onun ilahi arabasıyla boy ölçüşemez. Böylece, aşağılanmış ve dehşet içinde Lykormas nehrine geldiğinde, atlarını boğazlar ve kendini nehre atar. Nehir, ondan sonra Euenus olarak yeniden adlandırılır ve adı bugün İyon  denizi olarak günümüze kadar taşır.

İdas, Marpessa'yı Peloponnese'nin güneybatısındaki memleketi Messenia'ya götürür. Orada, birdenbire tanrı Apollo ortaya çıkar ve Marpessa'yı kendisi için çalmaya çalışır; çünkü güzelliği o kadardı ki, Olympian bile ona karşı koyamaz. Ancak, bunu gören İdas, sonunda sevgilisini kazanmak için gerekirse tanrıyla savaşmaya hazır bir şekilde yayını cesaretle çeker. Zeus araya girer  Apollo ve İdas'ı ayırmaya çalışır.

Resim-5: Zeus, Apollon ve İdas arasındaki kavgayı ayırırken

Zeus, Marpessa için savaşan iki adamdan hangisinin kocası olacağına karar vermesi için son sözü Marpessa'ya bırakır.  Her iki tanrıyı da şaşırtan Marpessa, İdas'ı seçer. Bazıları, bu kararı, tüm doğaüstü güzelliğine rağmen, Apollo'nun hala yaşlanmayan bir tanrı olduğunu ve kırışıklıkları ortaya çıkar çıkmaz onu sevmekten vazgeçeceğini anladığı için verdiğini söyler. Öte yandan, İdas onu kendi hayatından daha çok sever, çünkü onu bir gün içinde elde etmek için iki kez riske girmiş  ve dahası, onunla yaşlanmak isteyen birine benzetmiştir. Başka bir söylenceye göre ise  daha romantiktir.  İdas’ın Marpessa'nın Aetolia'da gözlerini gördüğü anda  aşık olduğunu ve Olympus'un en güzel tanrısıyla evlenerek ölümsüz bir tanrıça olma cazibesinin bile onun hassas duygularını engellemeyi başaramadığını söyler.

Ne olursa olsun, Marpessa kararından asla pişman olmaz. Kocasıyla birlikte Messenia'da uzun yıllar huzurlu ve mutlu bir hayat yaşar. Mutlu çiftin bir kızı olur.  Alcyone adını, acıklı bir çığlık atan parlak renkli bir kuş olan yalıçapkını anlamına gelen Antik Yunanca sözcükten almıştır; sözde bu, Marpessa'nın Apollo tarafından sürüklenirken hüzünlü ağlamasın sesleridir.  

Ne yazık ki, bir süre sonra, İdas ve kardeşi Lynceus, bazı savaş ganimetlerinin paylaşımı konusunda müttefikleri Dioscuri ile bir anlaşmazlığa düşerler. Çatışma patlak verir ve çok geçmeden - Lynceus, Dioscuri'nin pusu planladığını fark ettikten sonra - İdas Castor'u öldürür. Pollux, Lynceus'u öldürerek intikamını alır, ardından İdas Pollux'a bir taş atar ve onu  öldürür. Zeus, oğlunun ölümünü hafife almaz. İdas'ı bir yıldırımla vurur ve onu oracıkta öldürür. Kocasının ölümünü öğrenen umutsuz Marpessa, kederinden kendini öldürür.

Anadolu mitolojisine göre;

Tanrıça Artemis ve ikizi Apollon, Zeus'un çocuklarıdır. Artemis, ikiz kardeşi Apollon'dan biraz önce doğarak annesine doğumu sırasında yardım etmiştir.  Ancak annesi Apollon’u doğururken çektiği acılara tanık olan Artemis, o gün annesine hiç evlenmeyeceğine ve hep kutsal kalacağına dair yemin eder. Artık “İffet Tanrıçası” olarak anılacak, avlanacak ve kutsallığını koruyacaktır güzeller güzeli Artemis… Zeus da, tüm tanrıları kıskandıracak kadar güzel olan kızının bu isteğine boyun eğer ve böylece Artemis, "İffet Tanrıçası" olarak anılmaya başlanır.

Resim-6: Taşucunda denizkızı Marpessa heykeli

Güzelliği, düzgün vücudu ve uzun bacakları ile  ormanlarda ok ve yayla avlanmaya giden Artemis, koşmasını engellememesi amacıyla çok kısa bir elbise giyer.  Tanrılarda onu  izlemekten haz duyarlar. Artemis, kendisine âşık olan ve tüm ısrarlara rağmen hiçbir tanrının birlikte olma teklifini kabul etmeyerek babasına verdiği sözü tutar.

Artemis bu duygularını bastırmak için gündüzleri ormanda, geceleri ise denizlerde avlanarak  zaman geçirir, kimi zaman da Akdeniz sahillerine inip hayal kurar. İşte bir gün dolunay tarafından aydınlatılan gecenin birinde çok sevdiği Akdeniz kıyısında avlanırken, bir yeraltı mağarasıyla karşılaşır ve istemsizce mağaranın içine dalar. Mağaranın içinde ilerlerken bir göl ile karşılaşır. Hemen çok güzel vücudunu serin sulara bırakır. Gölde yüzerken kulağına sesler gelmeye başlar. Hemen gölden çıkar ve sesin geldiği tarafa yönelir. Kayaları kendine siper ederek ilerlemeye başlar. Biraz ilerleyince bir kız ile bir erkeğin çılgınca seviştiklerine tanık olur. Kız, en az kendisi kadar bir güzelliğe sahiptir. Erkeği görmek için biraz daha yaklaşır ve olduğu yerde çakılı kalır. Zira oğlanın tanrıları bile kıskandıracak kadar yakışıklı olması, onu son derece etkiler ve ona oracıkta âşık olur. Ama o Tanrıların Tanrısı babası Zeus’a verdiği sözler aklına gelerek kendine hâkim olmaya çalışır. Ancak babasına verdiği sözlere ve duygularına yenik düşerek, ani bir hareketle geri dönüp yakışıklı genç erkekle sevişen kızı, taşa dönüştürür.

Resim-7: Dünyanın ikinci denizkızı heykeli Taşucunda'dır.

Ne olduğunu anlamayan yakışıklı balıkçı İdas, çılgına döner. Ağlayıp sızlayarak mağaradan dışarı çıkar. Sonra da iki elini havaya kaldırarak Baştanrı Zeus’a; “Benim gibi fakir bir balıkçıdan ne istiyorsun? Sevgilim Bianna’yı elimden aldın? diye haykırmaya başlar. Ama Olympos’ta eğlenen Zeus, İdas’ın haykırışlarını duyamayacak kadar sarhoştur.

İdas, Artemis’in taşa dönüştürdüğü sevgilisi Bianna’nın yanında günlerce yemeden içmeden ağlar. Öylesine çok ağlamıştı ki gözlerinden akan yaşlar bir nehir oluşturacak kadardır. Bir zaman sonra yavaş yavaş toparlanarak, kendini tamamen denize verir. Günlerini balıkçılık yapmakla geçirmeye başlar. Balıkçılık yaptığı günlerin birinde ağına bir şey takılır. Ağı çekmeye başlar. Ama onu çekmekte zorlanır. Bunun üzerine ‘çok iri bir balık olmalı’ diye düşünür. Ağı, ağır ağır yukarı çekmeye başlar. Birden gözleri fal taşı gibi açılmaya başlar. Çünkü tüm dertlerini unutturacak güzellikte bir denizkızı duruyordur, ağın içinde. Kendisine tebessümle bakan denizkızı: “Benim adım Marpessa. Yolumu kaybettim. Senin yanında biraz dinlenebilir miyim?” diye sorar, İdas’a.

Adının Marpessa olduğunu söyleyen denizkızının harikulade güzelliği karşısında vurulmuşa dönen İdas, geç de olsa ağı yukarı çekip Marpessa’yı sandalına alır. Yakışıklı İdas ile dünyalar güzeli Marpessa bir süre hayranlıkla birbirilerini izleyip durdular. İkisi de gönülden vurulmuşlardır birbirine. ‘Yıldırım aşkı dedikleri şey bu olsa gerek’ diye geçirirler içlerinden. Sonra yıllar boyu dünyanın en güzel  aşklarını yaşarlar, Akdeniz’in bakir sahillerinde.

Resim-8: Marpessa ve İdas

Kendisini Marpessa olarak tanıtan bu denizkızı, Artemis’in ta kendisidir. O güne kadar Tanrılardan dahi özenle koruduğu bekâretini, fakir balıkçı İdas’a teslim eder. Birbirlerini çılgınca seven bu iki gencin büyük aşkı, günün birinde Deniz Tanrısı Poseidon’un kulağına gider. O da merak eder ve onları görmeye gider. Uzaktan izlerken bir de ne görsün. Marpessa olarak bilinen denizkızı, kendi öz yeğeni Artemis’ten başkası değildir. Poseidon, “Seni babana söyleyeceğim” diyerek tehdit eder, Artemis’i. Babası Zeus’tan çok korkan Artemis,  amcası Poseidon ile anlaşma yoluna gider. Sonunda yılda bir kez görüşmek üzere anlaşırlar. Bunun üzerine Artemis, bundan sonra yılda ancak bir kez buluşabileceklerini söyler, İdas’a. Durumdan haberdar olmayan İdas, onu tamamen kaybetmektense yılda bir kez görüşmeye razı olur.

Daha önce Bianna’sını elinden alan Tanrı, şimdi de Marpessa’sını elinden almıştır. Kanadı kırık kuşa dönen İdas, Marpessa’sından ayrıldıktan sonra günlerini hep eski sevgilisi Bianna'nın mağaradaki taştan siluetine sarılıp ağlayarak geçirir. Bu sahneyi olduğu yerden izleyen Artemis, çılgına döner. Bir taş bile olsa İdas’ı hiç kimseyle bölüşmeye tahammülü yoktur. Bunun üzerine İdas’ın orada bulunmadığı bir sırada mağaranın girişini koca koca kayalarla kapatır. Mağaraya döndüğü zaman girişin koca koca kayalarla tamamen kapatıldığını gören İdas, olduğu yere çöküp ağlamaya başlar. Sonra iki elini gökyüzüne doğru açıp isyan edercesine; "Ey yerin, göğün yaratıcısı, bütün insanların ve canlıların tanrısı! Ey Tanrıların Tanrısı Zeus! Benim bedenimi de taş haline dönüştür." diye yakarır, Zeus’a.

Zavallı İdas’ın içten feryadını duyan Zeus, onun dileğini yerine getirir ve onun bedenini taşa dönüştürerek Artemis’e iffetsizliğinin cezasını verir. Böylece İdas'ın taşa dönüştürülmüş bedeni de kutsal taşlar arasındaki yerini alır. Çaresiz bir şekilde onları izleyen Artemis’in yası bitmez. Her gün için için ağlar durur. O günden sonra her yıl aynı günde mağaranın bulunduğu kıyılara gelen Marpessa, balıkçıların ağlarına takılarak, o aşk mağarasına gider. Aşk mağarasının kapısındaki kayaları, birer birer atarak mağarayı eski haline dönüştürür. İdas’ın taşa dönüşmüş bedenini, Bianna’nın taşa dönüştürülmüş bedeninin yanına koyar.

Resim-9: Marpessa

Homeros  destanında ise şöyle anlatılır;

O zamanlar yeryüzünde olan insanların en güçlüsü olan İdas;

o da kral Phoebus Apollo ile yüzleşmek için yayını aldı

güzel bilekli hizmetçi Marpessa için

Günümüze uyarlanmış son efsane ise şöyledir;

Denizkızı Marpessa, bir gün balıkçı İdas’ın ağına takılır. Kıyıya kadar ağda getirilen denizkızı Marpessa, balıkçı İdas’a âşık olur. Birbirlerine âşık olan balıkçı İdas ve denizkızı Marpessa evlenmek ister. Fakat Taşucu’nun çevresinde giderek artan kirliliği, dört termik ve bir nükleer santralinin yapılacağını duyan denizkızı Marpessa evlenme isteğinden ve İdas’tan vazgeçer. Böylesine kirletilmiş bir çevrede yaşayamayacağını belirten denizkızı Marpessa, yaşadığı sulara geri döner.

Resim-10: Taşucu'nda Marpessa heykeli 

İşte Mersin’in Taşucu Beldesindeki Marpessa heykelinin hikayesinin bu olduğu söylenir. Efsanede geçen mağara ise Taşucu mağarasıdır. Mitolojik bir hikaye sonucu denizkızı Marpessa’nın 1973 yılında Taşucu’na dikilen heykeli  dünyada ikinci denizkızı heykelidir. Her yıl aynı gün bu sulara gelen Marpessa anısına yıllarca orada durmaktadır.

 

KAYNAKLAR:

1-http://www.mitoloji.in/sozluk/marpessa.html

2-Erkut Özen. Denizkızı Marpessa Hikayesi Binlerce Yıldır Bu Sahilde Yankılanıyor. Marpessa Mersin – Keşfet TV (kesfet.tv)

3-Deniz Kızı Efsanelerı - Denizkizi Marpessa Efsanesi

https://www.wattpad.com › 457629149-deniz-kizi-efsa...

4-Elif  D. Marpessa "Bir Denizkızı Meselesi" (Tatliruyalarmasali.Blogspot.Com)

5-Azra Erhat. Mitoloji Sözlüğü. Remzi Kitabevi. İstanbul, 1996, sayfa ????

6-Ayşe Aycan Arıcan. Yunan Mitolojisinin Yakışıklısı: Şiirin ve Bilgeliğin Tanrısı Apollon

http://www. Yunan Mitolojisinin Yakışıklısı: Şiirin ve Bilgeliğin Tanrısı Apollon (sanatperver.com)

8-Mehmet Korkmaz. Mitolojik Kadın Efsaneleri. Mehmetkorkmazdrsm - MİTOLOJİK KADIN EFSANELERİ (Tr.Gg)

9-Deniz Kızı Efsanelerı - Denizkizi Marpessa Efsanesi - Wattpad

10- https://en.wikipedia.org/wiki/Marpessa_of_Aetolia

11- https://www.greeka.com/greece-myths/idas-marpessa/

12- https://thedelphiguide.com/apollo-and-the-wise-princess-marpessa/

13- https://www.greekmythology.com/Myths/The Myths/Idas and  Marpessa / İdas and marpessa.html

 

13145
Yorumlar
  • avatar
    ayla emrahoğlu
    22 Nov 2021

    Zavallı Marpessa her durumda üzülmüş. Hüzününün sebebini sayenizde öğrendim. Teşekkürler

  • avatar
    Abdulkadir Aytekin
    7 Oct 2021

    Her yönüyle ele almışsınız, elinize sağlık, marpessa hakkındaki tüm rivayetleri öğrendik, bence en inandırıcısı sonuncusu: Günümüze uyarlanmış son efsane.

Yorum yap
ALİ İHSAN ÖKTEN
Diğer yazıları
SHAKESPEARE’NİN TARSUS’U 08.10.2018 tarihinde yayınlandı ve 48584 kez okundu.
KLEOPATRA KAPISI: TARİHİN EN ROMANTİK KAPISI 13.12.2018 tarihinde yayınlandı ve 15561 kez okundu.
TARSUS’TA DOĞUP DÜNYAYA YAYILAN GİZEMLİ DİN: MİTRAS GİZEMCİLİĞİ 21.01.2019 tarihinde yayınlandı ve 41531 kez okundu.
ROMA İMPARATORLUĞU DÖNEMİNDE DÜNYANIN EN GÜÇLÜ ÜNİVERSİTESİ: TARSUS ÜNİVERSİTESİ 14.02.2019 tarihinde yayınlandı ve 8891 kez okundu.
ROMA İMPARATORLUĞU DÖNEMİNDE KİLİKYA’NIN İKİ BAŞKENTİ; TARSUS VE ANAVARZA 05.03.2019 tarihinde yayınlandı ve 11514 kez okundu.
EVLİYA ÇELEBİ’NİN TARSUS’U 02.04.2019 tarihinde yayınlandı ve 10134 kez okundu.
YÜZBAŞI SELAHATTİN’İN TARSUS’U 26.04.2019 tarihinde yayınlandı ve 5312 kez okundu.
SABAHATTİN ALİ’NİN İZİNDEN SİNOP CEZAEVİ 28.05.2019 tarihinde yayınlandı ve 36122 kez okundu.
AZİZ PAVLUS’UN TARSUSLU OLMASI BİR TESADÜF DEĞİLDİ / SAINT PAUL'S BEING FROM TARSUS WAS NOT A CHANCE 04.07.2019 tarihinde yayınlandı ve 13191 kez okundu.
TARSUS’UN ASTROLOJİK ÖNEMİ 09.08.2019 tarihinde yayınlandı ve 6984 kez okundu.
KUM ZAMBAĞI: SOYU TÜKENMEDEN GÖRMENİZ GEREKEN BİR BİTKİ 03.09.2019 tarihinde yayınlandı ve 6708 kez okundu.
MİTOLOJİDEN GÜNÜMÜZE TARSUS ADI NEREDEN GELMEKTEDİR? ORIGINS OF THE NAME TARSUS FROM MYTHOLOGY TO THE PRESENT DAY 10.10.2019 tarihinde yayınlandı ve 21085 kez okundu.
HELSİNKİ VE SONBAHAR 08.11.2019 tarihinde yayınlandı ve 8118 kez okundu.
STOACILIK FELSEFESİNDE TARSUS’UN YERİ - SIGNIFICANCE OF TARSUS IN STOIC PHILOSOPHY 15.12.2019 tarihinde yayınlandı ve 6586 kez okundu.
AMİN MAALOUF’UN ÇUKUROVASI 19.01.2020 tarihinde yayınlandı ve 8696 kez okundu.
ATATÜRK VE TARSUS 21.02.2020 tarihinde yayınlandı ve 20230 kez okundu.
ATATÜRK VE TARSUS-2 01.04.2020 tarihinde yayınlandı ve 5717 kez okundu.
ANTAKYA MÜZE OTEL: HEM MÜZE HEM OTEL 12.06.2020 tarihinde yayınlandı ve 18274 kez okundu.
DÜNYANIN İLK COĞRAFYACISI STRABON’UN TARSUS’U 05.12.2020 tarihinde yayınlandı ve 19920 kez okundu.
PİRİ REİS’İN KİTAB-I BAHRİYE İSİMLİ ESERİNDE ÇUKUROVA HARİTASI VE TARSUS 26.12.2020 tarihinde yayınlandı ve 6742 kez okundu.
TARSUSLULAR ANTİK ROMA DÖNEMİN DE BİLE YAYLALARA ÇIKARDI 13.02.2021 tarihinde yayınlandı ve 4853 kez okundu.
ANTİK ROMA DÖNEMİNDEN GÜNÜMÜZE TARSUS’TA SITMA, RHEGMA GÖLÜ VE KARABUCAK ORMANI 23.03.2021 tarihinde yayınlandı ve 6704 kez okundu.
TARİHTEN KAYBOLAN TARSUS KALESİ 14.05.2021 tarihinde yayınlandı ve 6841 kez okundu.
BİZANS İMPARATORU JUSTİNİANUS’TAN GÜNÜMÜZE, YAPAYLIKTAN DOĞALLIĞA TARSUS ŞELALESİ 20.06.2021 tarihinde yayınlandı ve 5313 kez okundu.
YANGINDAN SONRA… ALADAĞLAR KARADAĞLAR OLDU… 08.08.2021 tarihinde yayınlandı ve 3495 kez okundu.
MİTOLOJİK KYDNOS IRMAĞINDAN TÜRKİYE’DE İLK ELEKTRİK SANTRALININ KURULDUĞU BUGÜNKÜ BERDAN NEHRİ VEYA TARSUS ÇAYINA 17.11.2021 tarihinde yayınlandı ve 7156 kez okundu.
ANTİK ÇAĞDA KİLİKYA VE TARSUS’TA PARFÜM 02.02.2022 tarihinde yayınlandı ve 3157 kez okundu.
TARSUS KİTABESİ: DÜNYANIN EN ESKİ ÖZGÜRLÜK YAZITI 23.04.2022 tarihinde yayınlandı ve 6003 kez okundu.


ALİ İHSAN ÖKTEN
Diğer yazıları
SHAKESPEARE’NİN TARSUS’U 08.10.2018 tarihinde yayınlandı ve 48584 kez okundu.
KLEOPATRA KAPISI: TARİHİN EN ROMANTİK KAPISI 13.12.2018 tarihinde yayınlandı ve 15561 kez okundu.
TARSUS’TA DOĞUP DÜNYAYA YAYILAN GİZEMLİ DİN: MİTRAS GİZEMCİLİĞİ 21.01.2019 tarihinde yayınlandı ve 41531 kez okundu.
ROMA İMPARATORLUĞU DÖNEMİNDE DÜNYANIN EN GÜÇLÜ ÜNİVERSİTESİ: TARSUS ÜNİVERSİTESİ 14.02.2019 tarihinde yayınlandı ve 8891 kez okundu.
ROMA İMPARATORLUĞU DÖNEMİNDE KİLİKYA’NIN İKİ BAŞKENTİ; TARSUS VE ANAVARZA 05.03.2019 tarihinde yayınlandı ve 11514 kez okundu.
EVLİYA ÇELEBİ’NİN TARSUS’U 02.04.2019 tarihinde yayınlandı ve 10134 kez okundu.
YÜZBAŞI SELAHATTİN’İN TARSUS’U 26.04.2019 tarihinde yayınlandı ve 5312 kez okundu.
SABAHATTİN ALİ’NİN İZİNDEN SİNOP CEZAEVİ 28.05.2019 tarihinde yayınlandı ve 36122 kez okundu.
AZİZ PAVLUS’UN TARSUSLU OLMASI BİR TESADÜF DEĞİLDİ / SAINT PAUL'S BEING FROM TARSUS WAS NOT A CHANCE 04.07.2019 tarihinde yayınlandı ve 13191 kez okundu.
TARSUS’UN ASTROLOJİK ÖNEMİ 09.08.2019 tarihinde yayınlandı ve 6984 kez okundu.
KUM ZAMBAĞI: SOYU TÜKENMEDEN GÖRMENİZ GEREKEN BİR BİTKİ 03.09.2019 tarihinde yayınlandı ve 6708 kez okundu.
MİTOLOJİDEN GÜNÜMÜZE TARSUS ADI NEREDEN GELMEKTEDİR? ORIGINS OF THE NAME TARSUS FROM MYTHOLOGY TO THE PRESENT DAY 10.10.2019 tarihinde yayınlandı ve 21085 kez okundu.
HELSİNKİ VE SONBAHAR 08.11.2019 tarihinde yayınlandı ve 8118 kez okundu.
STOACILIK FELSEFESİNDE TARSUS’UN YERİ - SIGNIFICANCE OF TARSUS IN STOIC PHILOSOPHY 15.12.2019 tarihinde yayınlandı ve 6586 kez okundu.
AMİN MAALOUF’UN ÇUKUROVASI 19.01.2020 tarihinde yayınlandı ve 8696 kez okundu.
ATATÜRK VE TARSUS 21.02.2020 tarihinde yayınlandı ve 20230 kez okundu.
ATATÜRK VE TARSUS-2 01.04.2020 tarihinde yayınlandı ve 5717 kez okundu.
ANTAKYA MÜZE OTEL: HEM MÜZE HEM OTEL 12.06.2020 tarihinde yayınlandı ve 18274 kez okundu.
DÜNYANIN İLK COĞRAFYACISI STRABON’UN TARSUS’U 05.12.2020 tarihinde yayınlandı ve 19920 kez okundu.
PİRİ REİS’İN KİTAB-I BAHRİYE İSİMLİ ESERİNDE ÇUKUROVA HARİTASI VE TARSUS 26.12.2020 tarihinde yayınlandı ve 6742 kez okundu.
TARSUSLULAR ANTİK ROMA DÖNEMİN DE BİLE YAYLALARA ÇIKARDI 13.02.2021 tarihinde yayınlandı ve 4853 kez okundu.
ANTİK ROMA DÖNEMİNDEN GÜNÜMÜZE TARSUS’TA SITMA, RHEGMA GÖLÜ VE KARABUCAK ORMANI 23.03.2021 tarihinde yayınlandı ve 6704 kez okundu.
TARİHTEN KAYBOLAN TARSUS KALESİ 14.05.2021 tarihinde yayınlandı ve 6841 kez okundu.
BİZANS İMPARATORU JUSTİNİANUS’TAN GÜNÜMÜZE, YAPAYLIKTAN DOĞALLIĞA TARSUS ŞELALESİ 20.06.2021 tarihinde yayınlandı ve 5313 kez okundu.
YANGINDAN SONRA… ALADAĞLAR KARADAĞLAR OLDU… 08.08.2021 tarihinde yayınlandı ve 3495 kez okundu.
MİTOLOJİK KYDNOS IRMAĞINDAN TÜRKİYE’DE İLK ELEKTRİK SANTRALININ KURULDUĞU BUGÜNKÜ BERDAN NEHRİ VEYA TARSUS ÇAYINA 17.11.2021 tarihinde yayınlandı ve 7156 kez okundu.
ANTİK ÇAĞDA KİLİKYA VE TARSUS’TA PARFÜM 02.02.2022 tarihinde yayınlandı ve 3157 kez okundu.
TARSUS KİTABESİ: DÜNYANIN EN ESKİ ÖZGÜRLÜK YAZITI 23.04.2022 tarihinde yayınlandı ve 6003 kez okundu.