TARSUS’UN ASTROLOJİK ÖNEMİ
09.08.2019Antik dönemin bize bıraktığı birçok bilmece içinde hiç biri Mithras Gizemciliği kadar ilgi çekici değildir. Anadolu'da, Tarsus'ta doğduğu düşünülen Mithraizm, Roma lejyonlarıyla Roma dünyasını özellikle Orta Avrupa'yı etkilemiş, gizliliğin bir sonucu olarak kültün öğretisi yazılı hale getirilmediği için Antik Dünya'nın hala bilinemeyen en ilginç dinlerinden birisi olma özelliğini korumaktadır. Mithraizm ya da Mithra sadece bu külte kabul edilenlere açıklanan bir sır etrafında gelişmiş bir mistik Roma kültüdür. Bir yeraltı dini olan Mithraizm özellikle sayılar ve astral inançlar etrafında şekillenmiştir. O dönemin Tarsus sikkeleri üzerinde yer alan Mithra’nın boğayı öldürmesi ve aslan-boğa savaşı resimleri Pers egemenliği döneminde görülmeye başlanmıştır. Bu nedenle bu dönemin Tarsus’taki astrolojik bir anlamı varsa, bunun İran’daki anlamıyla aynı olduğunu, yani Boğa’nın bahar ekinoksundaki batışını temsil ettiğini varsayabiliriz.
Resim-1: Mithra’nın boğayı öldürmesi sahnesi
İ.Ö. 128 yılında o zamanın en önemli gökbilimcisi ve astroloğu olan Anadolu'lu Hipparkus Gök Ekinokslarının (Gök haritasındaki burçlar) gerilemesi olgusunu keşfeder. Hipparkus'un bu buluşu Yunan-Roma döneminden önce Koç burcunda olan Bahar Ekinoksunun Boğa burcunda olduğunu ortaya koyar. İnsanlar bu keşif sonunda o zamana kadar ki evren hakkında görüşlerini değiştirerek bu değişimi yapabilecek gücün olağanüstü bir güç olabileceğine inanırlar. Kilikya'nın başkenti Tarsus'ta, geleneksel Stoa felsefesinin temelini atan ve astroloji, astral inançlar ve astronomik süreçler ile ilgilenen bir grup Stoacı entelektüel, Hipparkus'un ekinoksların gerilemesi ile ilgili buluşundan haberdar olurlar. Stoacı geleneğe uygun olarak bu yeni kozmik olguyu, bir yerel tanrı olan ve bir takım yıldızın sembolü olan Perseus'un kimliği ile kişileştirirler. Sembol olarak Perseus'un boğayı öldürme tablosunu yaratırlar. Dikkat çekici bir nokta olarak, Mithras’ın boğa öldürme olgusunun kaynağında Tarsus’un varlığını gösteren birçok kanıtın yanı sıra, kentin ambleminde de boğa öldürme sahnesi vardır.
Resim-2: Anadolu’lu Hipparkus
Bahar ekinoksunun bir zamanlar boğa burcunda olduğunu açıklayan Hipparkus’un buluşu Tarsus’a ulaştığı zaman, ilk Mithraistler kentin amblemi olan boğa öldürme sahnesinin anlamı üzerinde tartışmaya girişirler ve bunun Boğa Çağı’nın sona ermesinin sembolü olduğu sonucuna varırlar. Sonra Perseus’un Tarsus’taki önemi ve Perseus takımyıldızının gökyüzünde tam boğanın üzerindeki konumu gündeme gelir ve Perseus, kentin amblemindeki aslanın, boğanın üzerindeki yerini alır. Böylece Perseus, boğayı öldüren; yani, Boğa Çağı’nı sona erdiren tanrısal gücün kişileştirilmiş sembolü olur. David Ulansey’e göre Mithraistlerin astrolojik inançları ile Stoa düşüncesi arasındaki ilişki Tarsus’ta felsefenin gelişmesi ile ilişkilidir. Tarsus kentinin geleneksel ambleminde bir boğanın ölümü sahnesinin yer almış olması, Mithraistlerinde, yeni keşfedilen ekinoksların gerilemesi olgusuna aynı görüntüyü sembol olarak seçmeleri bu ilişkiyi doğrulamaktadır.
Resim-3: Tarsuslu Vali Mazaios'un M.Ö. 4.yy’da bastırdığı sikke. Önyüz. Aramice yazılı Tarsus tanrısı. Arkayüz: Boğa yutan aslan
Antik dönemde Tarsus önemli bir üniversitesi olan entelektüel bir merkezdir. Tarsus bölgesinden çıkan Stoacı filozofların sayısı ve önemine bakarak Tarsus’ta hakim olan felsefe okulunun Stoacılık olduğunu anlayabiliriz. Stoacılık astronomi ve astrolojiyle çok derinden ilgilenen ve bir tür astral din inançları veya yıldızlara tapınma kültürleri olan bir felsefik akımdır. Kilikya’nın başkenti Tarsus’ta, geleneksel Stoa felsefesinin konuları olan astroloji, astral inançlar ve astronomik süreçlerle yakından ilgilenen bir grup Stoacı entelektüel, Hipparkus’un ekinoksların gerilemesi ile ilgili buluşundan haberdar olurlar. Stoacıların astroloji ile ilgileri ve “kadere karşı gelinmez” felsefeleri arasında bir bağlantı vardır.
Stoacıların üç büyük düşünürü Zenon, Kleantes ve Khrisippos bir tür astral din inancına sahiptirler. Stoacılara göre, uzay ve yıldızlar canlı, kutsal varlıklardır. Kleantes’e göre; “Güneşin ateşi, ruhun varlığıyla ısınan bir gövdenin sıcaklığına benzediğine göre, güneşin de bir ruhu olmalıdır. Cennet dediğimiz sıcak ve parlak bir ortamda gelen yıldızlar da öyle…” Khrisippos ise inancını şöyle açıklıyor; “Uzay bir tanrıdır, yıldızlar tanrıdır, dünya tanrıdır; ama en büyük tanrı cennette oturan akıldır…” Zenon ise ay, yıl, mevsimler ve yıldızlara kutsal bir anlam yükler.
Resim-4: Stoacılara göre, uzay ve yıldızlar canlı, kutsal varlıklardır.
Mithraizm ve Stoacı düşünce Tarsus’ta etkileşim içindedir. Çünkü Tarsus, o dönemde kültürlerin üst üste geldiği, düşün, kültür, sanat ve mimari alanlarında oldukça gelişmiş bir üniversiteye sahip bir kent konumundadır. Strabon, Tarsus’un büyük ve önemli bir üniversite olduğunu eserlerinde bahsetmiştir. Tarsus, özellikle imparator Augustus zamanında bir devletin bilinen tarihinde birbirini izleyen prensiplerle, bir üniversite tarafından yönetilmesine örnektir. Sadece bu yönüyle bile yönetim açısından benzersiz bir örnektir ve bu konuda modern bilim adamları için sürekli bir ilgi ve araştırma odağı olmuştur.
Resim-5: Antik dönemde Tarsus önemli bir üniversitesi olan entelektüel bir merkezdir.
Stoacılara göre uzay ve yıldızlar canlı, kutsal varlıklardır. Gezegenler belli bir süre sonra, evren ilk yaratıldığında uzayda aldıkları noktaya geri dönecek ve işte o zaman her şey yok olacaktır. Bu inanış Roma'da kıyamet teorisi olarak kabul edilen ve uzayın ömrünün gezegenlerin devinimi ile belirlendiğine inanılan bir görüştür. Bu inanışa göre dünyaya vücut bulmaya gelen ruhlar Zodyak’ın en kuzeyindeki Yengeç burcundaki bir kapıdan girip, öldükten sonra, Zodyak’ın en güneyinde yer alan Oğlak burcundaki bir kapıdan çıkarak göğe yükselecektir. Stoacılar Mitras'a yaratılışın tanrısı diyor ve bu ruh trafiğini yönettiğine inanıyorlardı. Kültün popüler olmasının bir diğer nedenide; astroloji ile yoğun ilişkide olmasından dolayı, insanların bilgi edinebilmesinin ve bunların gizli kalmasının cazibesi ve evrene sahip olması ile istediğinde uzayı ve gezegenleri oynatma özelliğine sahip bir tanrı olmasıdır.
Resim-6:Boğa takımyıldızı
“Taurus” ya da Boğa takımyıldızı, zodyak kuşağı takımyıldızlarından biridir. "Taurus" adı Latincede "Boğa" anlamına gelir. Boğa, kuzey yarımkürede çıplak gözle dahi seçilebilecek kadar göze çarpan bir takımyıldızıdır. Tarsus’un ise Antik Çağ’daki adı “Tauros”tur. Bunlar tesadüfi olmayıp Tarsus’un tarihteki önemine atfedilebilir. Bu nedenlerle Tarsus’un astrolojideki yeri de çok önemlidir.
KAYNAKLAR
1-David Ulansey. Mitras Gizlerinin Kökeni. Arkeoloji ve Sanat Yayınları. 1998
2-Uğur Pişmanlık. Antik Çağ’da Tarsuslu Filozoflar. Arkeoloji ve Sanat Yayınları. İstanbul,2009
3-Ali İhsan Ökten. Tarsus’ta Doğup Dünyaya Yayılan Gizemli Din: Mitras Gizemciliği. www.altinrota.org
4-www.academia.edu/5201936/Anadoludaki_Mithras_Tapınakları_ve_Buluntuları
5- blog.milliyet.com.tr/arayisin-bulgusu--2--mitraizm/Blog/?BlogNo=86159
6-https://hakikat313.wordpress.com/mitraizm/
7- https://www.msxlabs.org › Akademik › Din/İlahiyat/Tarikatlar/Kültler/Mezhepler - Mitraizm - MsXLabs
8-www.academia.edu/Anadoludaki_Mithras_Tapınakları_ve_Buluntuları
Yorum yap