OYLAT MAĞARASI
28.12.2019OYLAT MAĞARASI
Oylat Mağarası Bursa İlinin İnegöl İlçesinin 17 kilometre güney doğusundaki Hilmiye Köyünde, Oylat Deresinin batı kenarındadır. Türkiye’nin en büyük ikinci mağarası olduğu kabul edilmektedir. Milyonlarca yılda oluşumunu tamamlamış bir mağaradır. 700 metrelik toplam uzunluğu olan dar galerilerden oluşmaktadır. Büyük bir çöküntü salonu olan ikinci bölüm ise, iri blok ve dev damlataş şekillerinden, yani sarkıt, dikit ve sütunlardan oluşmaktadır. Mağara içi sıcaklığı girişte 19 derece iken dar galerilerde 17 dereceye kadar düşerek yaz kış hep bu sıcaklığı korumaktadır.
“Ali Baba ve Kırk Haramilerin mağarası” gibi bir mağara düşünün. Kapıdan, “Açıl susam açıl” tümcesini kullanmadan, az bir ücret ödeyerek giriyorsunuz.
Daracık ve biraz da korku tünelini andıran, klostrofobik galerilerden geçeceğiniz 700 metrelik bir yürüyüşe başlıyorsunuz. Daracık geçitlerden geçerken, milyonlarca yıllık bir zaman tünelinde hissediyorsunuz kendinizi. Doğanın gücünü bir kez daha duyumsuyor ve biraz da saygıyla süzülüveriyorsunuz bu dar geçitlerden. Korkusu olanlar, bu duygunuzu biraz baskılayabilirseniz eğer, ödül olarak büyük çöküntünün olduğu, 25-50 metre genişliğinde iki ayrı büyülü salon sizi bekliyor olacak.
Mağaranın başlangıç seviyesinden itibaren 95 metre yüksekliğe kadar ulaşabilen bir kubbeye doğru bu yürüyüşü gerçekleştirme duygusunun sarhoşluğunu damarlarınızda hissederek ara ara soluklanıyorsunuz. Oldukça güvenli, çelik konstrüksiyon bir yoldan, tavandan akan su damlalarının oluşturduğu kaygan zemini de hesaba katarak, yavaş yavaş, dikkatlice ilerliyorsunuz. Olanaklar ölçüsünde iyi sayılabilecek bir aydınlatma mevcuttur. Bu ışıklar sarkıt, dikit ve duvarlarda oluşmuş rölyef etkisi yaratan kabartılar üzerinde gölge oyunları yapmakta, bir resim galerisini dolaşıyormuş gibi duygu yaratmaktadır.
Dağın kubbesine neredeyse tavanına değecek kadar yükselirken bazı yerlerde kafanızı eğerek geçmek zorundasınız. Attığınız her adımda elinizde olmadan “Alis Harikalar Diyarında” gibi bir duyguyu yaşayarak, çocukluğunuza doğru bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Müthiş görüntüler karşısında, kendi adıma söylüyorum, fotoğraf çekme arsızlığınızı denetleme olanağınız kalmıyor. Benim gibi, fotoğraf makinenizin üçayağını geldiğiniz şehirde unutmazsanız, ekstra enerji ve teknik cambazlıklar yapmanıza gerek kalmadan huzur içinde çekim yapabilirsiniz. Güçlü bir flaş ve elinizdeki tüm değişik odak uzunluğundaki objektiflerinizi(makro dâhil) yanınıza almanızı ve de, abartmıyorum, bunun için en az üç saatinizi ayırmanızı öneririm. Soyut resim tadında görseller ve hayal gücünüzü zorlayan düşsel görüntüler sizi bekliyor olacak.
Sevdal Ayger
22 Jan 2020Nefis , heyecan verici ve yani zaman da urkutucu
Sevdal Ayger
22 Jan 2020Nefis , heyecan verici ve yani zaman da urkutucu
tuncer gönen
22 Jan 2020Tebrikler Sevgili Erol, muhteşem kareler. Biz de gezdik ama, ustadan görmek başka oluyor.