TUZ GÖLÜ ÜZERİNDE YÜRÜMEK
15.01.2021Bozkırı beyaza boyayan sığ suların üzeri, yavaş yavaş kızıllanmaya başladığında, günün artık bitiğini hissederek kurtarabildik kendimizi, Tuz Gölü’nün büyüsünden...
Bizi saran büyü; derinliği hiçbir yerde bir metreyi geçmeyen bu sığ suların, milyarlarca yıla varan tarihini düşününce oluşmuştu...
MİLYAR YIL ÖNCEKİ İÇDENİZDEN,BUGÜNKÜ TUZ GÖLÜ’NE
Bir milyar yıl önce...
Anadolu’nun içlerinde, bugünkü Ankara’nın bulunduğu yerlerden, Toroslar’a kadar uzanan bir göl vardı.
Yemyeşil ormanların arasından, nazlı nazlı süzülerek akan berrak suların beslediği bu göle, İçdeniz demek gerekir aslında..
Yağışlı ve verimli dördüncü zamanda, binbir çeşit canlıya ev sahipliği yapan bu su havzası, bugün erozyonun acımasız pençesiyle çölleşmiş olan, İç Anadolu’nun süsüydü o zamanlar...
Milyar yıl öncesi canlıları için hayat olan bu su, sırtını Toroslar’ın yalçın kayalarına dayayarak, Akdeniz’e komşuluk yapıyordu.
Derinliği yer yer 40 metreye kadar ulaşan bu İçdeniz’in etrafında oluşan yaşam, bir gün kıyametin ortasında buldu kendisini...
Yanardağlar patladı...
Gök kızıla boyandı...
Sular çalkalanmaya başladı...
Yer yerinden oynadı.
İçdeniz’in sularını Akdeniz’den ayıran Toroslar; gerildi, gerildi, gerildi...
Dağ sonunda depremin yıkıcı gücüne dayanamadı ve birkaç yerinden yırtıldı.
Bugün ismi Gülek olan, bir boğaz oluştu.
Ve Şeytan Deresi Vadisi...
Denizden bin metre yükseklikte olan İçdeniz, Anadolu’ya küserek sularını bu yırtıklardan Akdeniz’e boşalttı.
Boşalan sular bazı yerlerde (içinde birçok canlının hayatını kaybettiği) çamurdan bir tabaka, daha derince olan yerlerde ise, eskisinden daha küçük göller bıraktı.
O zamanlar canlılara hayat veren içdeniz, sularını denize boşaltıp, Anadolu’ya küstü ama, bu küskünlüğü insanın tarihe girmesiyle birlikte değişti.Çünkü geride kalan Tuz Gölü insanlığın en önemli ihtiyaçlarından biri olan tuzun kaynağı oldu.
AYAK HASTALIKLARINA İYİ GELİYOR
İşte bizi büyüleyen büyü buydu zannederim.Milyarlarca yılın şahidi olan Tuz Gölü’nün üzerinde yürümek...
Yaz gelip, zaten sığ olan suyu da çekilince,Türkiye’nin 2. büyük gölünün üzerinde gezebiliyorsunuz.Hatta kendini zorlayanlar ,gölün ortasında bulunan Büyükada’ya kadar yürüyüp,tuzların ortasından akan tatlı su kaynağına kadar ulaşabilir.(Ancak bu yürüyüşün çok zorlu olduğunu unutmayınız)
Çıplak ayakla gölde yürümenin ayak cildi hastalıklarına iyi gelebileceğini veya uçsuz bucaksız beyazlığın içinde güneşin cildinizi kolayca bronzlatabileceğini düşünürseniz,böyle bir aktivitenin tatilinizin küçük de olsa süsü olacağını söyleyebilirim.
Gölün üzerinde yapacağınız 15 dakikalık bir gezintinin bile sizde farklı duygular uyandıracağından da eminim.
Yorum yap