BİR STOCKHOLM ÖYKÜSÜ; SAVAŞÇI GÜSTAV İLE BARIŞÇI GÜSTAV
24.10.2018
Tam 387 yıl önce o zamanki Stockholm tersanesinin bulunduğu yerde; esen rüzgarla dolan yelkeninin gemiyi yana yatırması nedeniyle, Vasa isimli gemi kızaktan denize indirilir indirilmez battı.
Halbuki onun dünyanın en büyük savaş gemisi olmasını istemişti kral... O zamanki İsveç’in rakibi olan Polonya’ya, hatta dünyaya meydan okumalıydı.
69 METRE UZUNLUĞUNDA
Yıl 1625... İsveç’in usta gemi inşacılarından Henrik Hybertson büyük bir ticaret gemisi yapmak için kolları sıvar. Stockholm’da günümüzde Djurgarden denilen adanın üzerindeki tersanede gemiyi inşa etmeye başlar. 69 metre uzunluğunda olacaktır. Bu o zaman için dev bir boyut. Gemide tonlarca meşe ağacı kullanılacak ve inşasında tam 400 kişi çalışacaktır... Gemiyi korumak için bir miktar da bronzdan top dökülecek.
GUSTAV; SAVAŞ İSTİYORUM, SAVAŞŞŞ!
Ancak iki yıl sonra, henüz geminin inşası bitmemişken Hybertson ölür, yerine Hein Jakopson işi devralır. Ama onun inşaata devam etmesi için paraya ihtiyacı bulunmaktadır. Bunun için İsveç kralı İkinci Gustav (Adolh Gustav)’a başvurur. Yıl 1928 olmuştur... Kral II. Gustav, geminin inşa edildiği tersaneyi görmeye gelir;
“ Evet, bu gemiye para veririm ama şartlarım var!” der.
“Bir kere ben ticaret değil, savaş gemisi istiyorum... Dünyanın en büyük savaş gemisini. Kuzenim Polonya kralı bizden korkmalı. Bu yüzden tasarladığınız top sayısı yetmez, 64 tane daha top yerleştirin gemiye...İkincisi gemi benim şanıma yakışır gösterişte olmalı. Her tarafı rengarenk heykellerle süsleyin!”
Jakopson itiraz eder tabi ki... Geminin gövdesine 64 topun daha sığmayacağını anlatmaya çalışır. Boşu boşuna...
“O zaman büyütün gövdesini!” diye kükrer kral. Ancak zaten geminin omurgası bitmiş, uzunluğu değiştirilemez bir yere gelmişlerdir.
“Uzunluğu değişmiyorsa , yüksekliği değiştirin, bir kat daha çıkın, toplar iki sıra olsun” diye akıl verir, bu kez Gustav. Gemi ustaları boşu boşuna, geminin yüksekliği değişirse, dengesinin bozulabileceğini anlatırlar.
“Ben bir savaş gemisi istiyorum ve dünyanın en büyüğü olacak. Savaş istiyorum savaşş..” diye bağırır da bağırır.
VASA
Jakopson çaresiz ustalara geminin yüksekliğini artırıp, bir sıra daha top dizmelerini önerir. Böylece geminin yüksekliği artar. Ayrıca 500 civarında ahşap oyma heykel gemiye tüm ağırlığıyla süs olarak eklenir. Tabi ki gemiye isim de verilmesi gerekli. Madem her şey kralın istediği gibi oldu, gemiye de onun aile ismi verilmeli; Vasa...
Tarih 10 Ağustos 1928... Kaptan Söfring Hansson yönetiminde gemi ilk kez sefere çıkacaktır artık. Büyük bir törenle kızaktan indirilir. Tüm Stockholmlular kıyıda toplanmış, bu büyük töreni izlemiş olmalılar. Gemi halkı selamlamak için top atışları yapmaya başlar. Ama tam bu sırada bir de fırtına çıkıverir. Bir tarafta fırtınanın doldurduğu yelkenler, diğer tarafta top atışlarının geri tepmesi, üst tarafı kralın istekleri nedeniyle ağırlaşmış gemi yana yatar. Bu yatma sırasında tonlarca su, top deliklerinden içeri girerek gemiyi batırır.
***
150 tayfanın en az ellisinin öldüğü tahmin ediliyor.
Böylece gemi battığı yerde 300 yıllık uykusuna başlayacaktır.
325 YIL SONRA YENİDEN VASA
Aradan tam 325 yıl geçmiş, tarihler 1953 senesine gelmiştir. Ailesi ile birlikte Stockholm’un önündeki takımadalarda büyüyen Anders Franzen isimli araştırmacı, bir kez daha Vasa’yı düşünmeye başlar. Çünkü çocukluğu boyunca bir masal gibi dinlediği Vasa’nın öyküsü onu daima büyülemiştir. Kendine büyüdüğünde ne olacağı sorulduğunda, bu yüzden daima “Vasa’yı çıkaracağım” diye cevap vermektedir.
Franzen aldığı eğitimle, tuzlu ve ılık sularda ahşap batıkları çürüten solucan şeklindeki Teredo Nevalis isimli canlının, Stockholm’un serin ve acı suyunda yaşamadığını öğrenince daha da umutlanır.
YENİ BİR GUSTAV
Ve ismi yine Gustav ( XVI. Carl Gustav) olan başka bir kraldan aldığı güçle, 1961 yılında Vasa enkazından kalan her şeyi su üzerine çıkarır.
Gemiyi, çürümemesi için özel bir madde ile sıvayarak, inşa edildiği yerde yapılan gösterişli bir müzede ayağa kaldırır. Modern müzecilikte bir devrim sayılacak şekilde, geminin yanında açılan salonlarda geminin içine bire bir benzeyen canlandırmalar yapılır. Böylece ziyaretçiler geminin içinde dolaşıyorcasına geminin tarihini öğrenebilecektir.
GUSTAV; BARIŞ İSTİYORUM, BARIŞŞŞŞ!
İronik bir tesadüftür ki; Vasa’nın denize indiği günkü gibi, onun denizden çıkarıldığı gün de İsveç kralları olaya refakat etmiştir. Ancak bir farkla... XVI. Gustav büyük dedesi, II. Gustav’dan farklı olarak “Savaş istiyorum, savaşşş!”demez. Artık İsveç değişmiş, dünyanın en barışçı ülkelerinden biri olmuştur çünkü;
“Vasa, savaş için kullanılmak istendiğinde İsveç’e hiç fayda sağlamadı. Ama Vasa Müzesi dünya insanlarının buluştuğu, barışa hizmet edecek bir yer olacak.”
***
Yıl 2015... İsveç’in Stockholm Kenti’nde kurulu Vasa Musset ‘i 1961 yılından beri dünyanın her yerinden gelen, 40 milyon kişi ziyaret etti.(Kaynak; Müze broşürü)
Savaşçı Gustav’ın yapamadığının 40 milyon mislini, Barışçı Gustav yapmış oldu böylece...
Haaa! Unutmadan yazmalıyım... Sadece bir müzesini 40 milyon kişinin ziyaret ettiği İsveç’in 2013 sayımına göre nüfusu, sadece dokuz milyon beş yüz doksan üç bin...
Stockholm’de ise günümüzde 100 civarında müze bulunmaktadır.
Erol Özdayı
22 Nov 2018Sevgili dostum Haluk, müzenin öyküsü gerçekten ilginç. Paylaşım için teşekkürler. Teredo Nevalis adlı solucan da bir o kadar ilgimi çekti.
Hanife Uygur
13 Dec 2018Vasa'yı yeniden dolaşmış gibiyim.
Nafiz Bozdemir
2 Sep 2019Sevgili Haluk kardeşim, Bu birlikte dolaştığımız gemi değil mi?
Derya Yazar
25 Sep 2020Teşekkürler.