KELAYNAKLARIN HAZIN ÖYKÜSÜ
28.04.2021Hazin bir öykü anlatacağım bu kez sizlere...
Bir varmış bir yokmuş...
Uçsuz bucaksız bir ova varmış.
Fırat’ın sularıyla bereket bulmaya çalışan bu topraklar, fakir köylünün tek umuduymuş o yıllar...
Karasabanın tahta tutamağında alın teri olarak bıraktığı bedeli, gıdım gıdım buğday tanesi olarak alırmış Birecik’in fakir köylüsü...
Ama bu kadar emeğe rağmen bir de asalak ortakları varmış. Çekirgeler…
Çekirgeler, çocukların ekmeğinin ortağı, köylünün korkulu rüyası iken, ta uzaklardan, Kuzey Doğu Afrika’dan açıldığında iki metreyi geçen kanatlarını süzerek bir kurtarıcı gelirmiş...
Havalar ısınımtrak olduğunda...
Yani mart, nisan aylarında...
Köylünün ekmeğine ortak çekirgeleri yok eder, yaşadığı yalçın kayalıklardan bereketin temsilcisi olarak can kattığı köyleri seyredermiş.
Köylü de, bu kuşların her yıl uzaklardan gelişini dört gözle bekler ve şenlikle kutlarmış.
KIRMIZI YÜZLÜ KUŞ
Fırat’ın bile can veremediği bu ovaya o yıllarda can veren bu kuş hepimizin ismini son yirmi beş yılda duyduğu Kelaynaklar...
Bilimsel adıyla Geronticus eremita...
Kırmızı yüzlü, tüysüz gerdanlı, tepesi ve tüyleri siyah, uzun eğri gagalı, böcek ve yılanlarla beslenen çirkin görünüşlü bu kuş; kışın Afrika’ya göç edip, mart, nisan aylarında ise Birecik’in kuzeyindeki çıplak kayalıklara geri dönüyor.
Anlatmaya başladığımız öykünün hazin olmasının nedeni ise, Kelaynakların tüm dünyadaki sayılarının çok azalmış olmasıdır. 1880 yılına ait Kelaynak kuşlarını anlatan ilk kayıtlardan, binlerce kuşun Birecik yöresinde yaşadığını öğreniyoruz.
1950 yılında ise sayıları bin...
Bu yılara kadar tarlalara zarar veren çekirgeleri yedikleri için bereket sembolü olarak görülen bu kuşlar 1956 ve 59 yılları arasında bölgede yanlışlıkla uygulanan yüksek dozlu ilaçlama nedeniyle yok olmuşlar. Birçoğu hemen, kalanları da daha sonraki yıllarda kanlarında biriken tarım ilaçları nedeniyle ölmüşler.
Sağ kalanların, yumurtalarına da tarım zehiri girdiğinden, 1973 yılına dek bir tek yavru alınamamış ve sayıları giderek azalmış.
SAYILARI SADECE YETMİŞ
Bugün Birecik’in üç kilometre kadar kuzeyinde, kayalıkların arasında korunmaya alınmış bu kuşlardan sadece ve sadece 285 tane var. Fas’da da bir bu kadar varsa tüm dünyanın kelaynak popülasyonu en fazla bin...
Birecik’i ilk ziyaret ettiğim 11 Ocak 1990 tarihinde 60, ikinci ziyaret ettiğim 21 Şubat 1996 tarihinde 50 adet idi. 2002 yılının eylül ayında yaptığım dördüncü ziyaretimde ise sayıları 70’e yükselmişti. En son bu yıl yaptığım ziyarette ise biraz daha arttıklarını ve sayılarının 285’e ulaştığını gördüm. Geniş kafeslerde korunan kuşlar, artık etle besleniyorlar ve daha güvenle ürüyorlar.
Koruma amacına ulaşmış olmalı ki, serbest bırakıldıklarında birçoğu eskisi gibi göç etmiyor, kış aylarını da Birecik’te geçiriyor.
Artık çekirge avlamıyorlar ama yine de yöreye bereket sunmaya devam ediyorlar.
Her yıl binlerce meraklı, kuş gözlemcisi ve bilim adamı Birecik’e geliyor. Birecik, Kelaynaklar sayesinde, dünyada en çok tanınan kasabalar arasına girmiş.
Ben de birçok kez ziyaret ettim Birecik’i ve hüzün dolu günler geçirdim, bu şanssız kuşları her ziyaret ettiğimde...
BEREKETİN SEMBOLÜ
Bir zamanlar, bereket sembolü olan bu kuşların hazin öyküsü, bana yeterli araştırma ve planlama yapılmadan gerçekleştirilen girişimlerin nasıl beklenmedik ve üzücü sonuçlar doğurabileceğini öğretti.
İlk bakışta çok yararlı ve verimli olacağı sanılan büyük projelerde bile, yıllar sonra bölgenin iklim, canlı popülasyonu, bitki örtüsü ve su rejiminin değişmesine bağlı olarak çevre sorunlarının çıktığı, beklenen verimin elde edilemediği, bu yüzden de her türlü girişimde doğal dengelerin gözetilmesi gerektiği bilincini oluşturdu.
BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ
Kelaynaklar’ı konu eden bu yazımıza “bir varmış bir yokmuş” diye başladık. Dileğimiz odur ki; Kelaynaklar, sadece bir masal kuşu olarak kalmasınlar. Çocuklarımız, “Bir varmış, bir yokmuş” diye başlayan sözlerle değil de, göklerde süzülürken açtıkları uzun kanatları, eğri gagalarıyla tanısınlar onları...
NASIL GİDİLİR?
Kelaynak Üretme Merkezi’nin bulunduğu Birecik, Gaziantep’e 60 kilometre mesafede şirin biri ilçedir. Birecik’e Adana ve Mersin’den otoban ile rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Türkiye’nin en uzun köprülerinden biri olan Birecik Köprüsü’nü geçtikten sonra sola dönerek işaret levhalarını takip etmek suretiyle ilçenin 3 km. kuzeyindeki Kelaynaklar Üretim Merkezi’ne varacaksınız.
Yorum yap