BOSNA HERSEK
04.04.2019Aldığımdavet üzerine gidip sergi açtığım Bosna Hersek’in Tuzla şehrinde ve sonrasında geçirdiğim dört gün bazen hüzün dolu, bazen coşkulu geçti. Hüzünlü geçme nedeni, 1992’de başlayıp 1995’te biten zulümle katledilmiş 8600 insan ve Sırplar’ın hunharca davranışları sonucu, 5-6 yaşında çocukların da dahil olduğu mezarlıklar, insanı çok hırpalıyor. Bu coğrafyada başını nereye çevirsen mezarlık.
Ümitlenip ferahladığım yönü ise, yaralarını süratle sarmayı bilmişler. Normal yaşamlarını sürdürüyorlar. Çatışmalar sırasında bina duvarlarında oluşan kurşun ve şarapnel delikleri ile, perişan yapıların bazılarını o günlerin belgesi gibi koruyorlar. O manzaraya bakmak bile feci durumu adeta size haykırıyor.
Bir Türk olarak, bu coğrafyada hiç yabancılık çekmiyorsunuz. İnsanların sıcak davranışları, Saraybosna’da Başçarşı denilen yer, o kadar aşina geliyor ki, sanki Bursa sokaklarında dolaşıyor gibisiniz. Osmanlı döneminden kalan camiler sık ve mükemmel korunmuşlar. Saraybosna, Mostar, Tuzla, modern şehirler arasında. Eskiyi de koruma konusunda duyarlı görünüyorlar. Hele Osmanlı’dan kalan Mostar Köprüsü var ki, hayran olursunuz. Adeta köprü değil de estetik bir anıt gibi.
Bize çok benzeyen tarafları da var. Mesela, mutfakları, damak tadı ve meşhur börekleri, bize hiç yabancı değil. Bir de çöp torbalarının uçuşması ve etrafa rastgele savrulmuş atıklar. Diyorum ya bize çok yakınlar! Farklı yükseklikte dağların süslediği kırsal kesim ve sık ormanlar, insanın içini açıyor. Sizlere kısaca bahsettiğim Bosna Hersek’ten bazı görsellerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Yorum yap