POMPEİ: ŞEHVETİN ATEŞİYLE KÜLLERE GÖMÜLEN KENT
15.11.2018
“Avlu kapısıyım, çatlamış pencere
Ölü zamanlar geziniyor içimde
Uğultular biriktiriyorum sessizliğe…” (*)
POMPEİ: ŞEHVETİN ATEŞİYLE KÜLLERE GÖMÜLEN KENT
MS 79 yılının 23 Ağustos’unda önce yer sarsıldı çatırtılarla, sonra Ağustos güneşini kapkara bir bulut gölgeledi, gün geceye döndü. Gökten kül yağmaya başladı. Pompei halkı alışkındı canavarın ara sıra homurdanmasına. O nedenle aldırış etmedi önce; günlük yaşamına, eğlencesine, sevişmelerine devam etti. Birkaç gün sonra insanın içini ürperten homurdanmalarla son bir kez daha titredi koca dağ ve dev bir ejderhanın ağzına döndü, ateş fışkıran öfkeli bir ejderhanın ağzına. Ardından şiddetli patlamalarla lav ve kayalar yağdıran Vezüv 200.000 kişinin yaşadığı şehri bir anda yok etti. İnsanlar lavlar, kayalar ve çoğunlukla da kükürt dioksit gibi zehirli gazlar sonucu boğularak öldü. Büyük patlama anında kimse kımıldamaya, kaçmaya fırsat bulamadı. Kimi ekmek yoğururken kimi genelevde sevişirken yakalandı. Hamurun ve terin ekşi kokusu kükürt kokusu içinde asılı kaldı. Taşlaştı koca şehir; taşlaştı ve sustu. Yaklaşık tam 2000 yıl sürdü suskunluğu…
2000 yıl sonra Pompei keşfedilip kazılar başladığında insanların en son halleri ile taşlaşmış bedenleri hatta fırında son pişirilen ekmek bulunuyor.
İsterseniz gelin Pompei kalıntılarını birlikte gezelim.
. . .
Pompei çok geniş bir alana yayılmış. Harita olmadan dolaşmak zor… Girişten harita alabilirsiniz.
Porta Marina’dan giriş yapıyoruz Pompei’ye. Şehir, geniş ana caddeler ve dar sokaklarla ızgara şeklinde işlenmiş. Hafif bir tırmanışla Venüs Tapınağı ve Basilica'dan geçip Forum alanına ulaşıyoruz. Yerde döşeli taşların aralarında serpiştirilmiş küçük beyaz taşlar var. Bunlar da ay taşı denilen, aydınlatmanın olmadığı sokaklarda ay ışığı ile kedigözü gibi işlev gören taşlar.
Taş döşeli yolların her iki yanında yüksek kaldırımlar var. Özellikle yolların kesiştiği kavşak noktalarında ya da uzun caddelerin ortalarında bizim yaya geçidine benzeyen ama yoldan kaldırım yüksekliğinde taşlar var. Öğreniyoruz ki Pompei'nin canlı olduğu dönemlerde evlerin atık suları ve kanalizasyonları dışarı akarmış. İşte bu yüzden insanlar rahat yürüyebilsin ve karşıdan karşıya geçebilsin diye bu yapılanma hayata geçirilmiş. Şehir - bugün olmayan -liman bölgesinden gelen tuz ve deniz kokulu rüz
gârlarla yıkandığından kokmazmış.
Tam tepedeyiz. Şubat güneşinin altında liman yönünden gelen esinti bize denizin ve denizcilerin tuz kokusunu taşıyor
Forum alanından sola döndüğünüzde sol kolunuzda kalan ve buluntuların sergilendiği Granai del Foro ve Mensa Ponderaria'da taşlaşmış insan bedenlerini göreceksiniz. Büyük bir çoğunluğu da Napoli Ulusal Müzesine taşınmış ve orada sergileniyor.
Sola devam ettiğinizde Terme del Foro yani Forum hamamına ulaşırsınız. Lupanare (Genelev ) 'ye gelmeden iki büyük caddenin kesiştiği noktada Terme Scablane bulunuyor. Burası da bir hamam ve SPA merkezi. Bunun hemen yanından sağdaki dar sokağa girdiğinizde 8 odalı genelevi göreceksiniz. Her odanın içinde yüksekçe bir kerevet şeklinde taş yatak, her odanın kapısının üzerinde hangi seks pozisyonunda hizmet verdiğini gösteren bir resim var.
Lupanare'den çıkıp tekrar Terme Scablane'den aşağıya indiğimiz zaman Foro Triangulare ( Üçgen Forum ), Büyük amfi tiyatro, Isıde Tapınağı, Tiyatro Porticosu ve Odeon'un bulunduğu bölgeye gelirsiniz. Amfi tiyatrodan çıkıp sola yukarı tırmandığınızda Terme Scablane'nin karşı köşesindeki blokta duvar sıvaları ve duvar resimleri halen canlı bir şekilde duran bir kısmında yenileme çalışmalarının devam ettiği şehrin zenginlerine ait villalar ve ressamlar evi sizi büyüleyecek.
Bir blogda okumuştum; " Eğer Pompei'den sonra Napoli Ulusal Arkeoloji Müzesini gezmezseniz Pompei geziniz yarım kalmış demektir " diye. Ertesi gün Napoli’nin yolunu tutuyoruz.
İstasyondan çıkıp Garı arkamıza aldığımızda önümüzdeki meydanın sol çaprazından Corso Via Emanuelle 1 caddesine giriyoruz, ilk kavşaktan sağa dönüp bir paraleldeki Corso Fiora'ya çıkıyoruz. Napoli Ulusal Arkeoloji Müzesi bu yolun sonunda çok büyük, eski bir taş yapı.Napoli Ulusal Arkeoloji müzesindeyiz.
Saat 10.30 da müzeye giriyoruz. ( 8 € / kişi ) Bizim gezmemiz gereken birinci kattaki Pompei galerisi saat 12.30 da kapandığı için öncelikle oraya çıkıyoruz
Büyük bir Pompei şehir haritası ve maketinin bulunduğu salondan başlayıp duvar resimleri, küçük cerrahi aletleri, mutfak eşyaları süs eşyaları ve takıların bulunduğu birbiri ardına sıralı galeri tamamladığımızda saat 12.30 du. Ardından ara kattaki mozaik galerisini ve gizli odayı geziyoruz. O zaman anlıyoruz ki eğer bu müzeyi gezmeseydik Pompei gerçekten yarım kalacakmış. O duvar resimlerini, kap kacağı, takıları ve mozaikleri gördüğünüzde yaşanan ihtişamı ve Pompei'nin nasıl bir zenginlikte olduğunu kavrayabiliyorsunuz. Gizli odadaki erotizmi hatta zaman zaman erotizmi aşan cinselliği ve sapkınlığı gördüğünüzde bir an bu toplumun gerçekten Tanrı tarafından cezalandırıldığını düşünüyorsunuz.
(*) Adalar Kitabı, Aydın Şimşek
Erol Özdayı
22 Nov 2018Sevgili Cengiz çok uzun yıllar önce gitmiştim Pompei'ye. Olağan üstü etkileyiciydi. Çocukluk yıllarımdan kalan silinmez görüntüleriyle "Pompei'nin Batışı" filmini hatırladım yine. Teşekkürler paylaşım için.
ahmet batu
22 Nov 2018ÇOK GÜZEL TEŞEKKÜRLER