KÜRE DAĞLARI MİLLİ PARKI-KASTAMONU1
11.10.2021Güzel ülkemizin her bir yöresi, tarihi dokusu ve doğasıyla harika bir yapıya sahip. Böylesine doğal, kültürel, etnografik ve tarihsel zenginliğe sahip bir ülkede yaşamak bence çok değerli. Vakit buldukça gezerek bu güzelliklerin keşfini yapmak ne keyifli bir duygu. Gelin bu yazımda yeşili ve yeşilin tonlarını, kanyonları, şelaleleri, gölleri, tarihi yerleri bir arada barındıran Orta Karadeniz’i birlikte keşfe çıkalım. Kastamonu yöresi, bir yanı yeşile bir yanı maviye bakan el değmemiş doğal güzellikleri barındıran, vahşi kanyonları, şelaleleri, mağaraları ve harika koyların bir arada gezip görülebileceği harika bir yurt köşesidir.
Bu yazımda doğa turizminin yükselen yıldızlarından olan Kastamonu’nun doğal güzelliklerini paylaşacağım değerli gezi dostu okurlarla.
Kastamonu yöresini mevsimsiz bölgelerden sayıyorum. Bölgeye hangi mevsim giderseniz gidin doğa öyle etkileyici renkler sunmakta ki, gezgini kendine hayran bırakmaktadır. Bu gezimize emsalsiz doğal güzelliklerinin yanında Kastamonu’nun özgün mimarisi, gelenekleri, kültürel değerleri, tarihi mekânları ve huzur verici doğa güzellikleri, renkli yerel kıyafetleri ve leziz yöresel yemekleri de eşlik edecektir.
Her mevsimde gezmek ayrı bir zevk olsa da İlkbahar ve Sonbaharda hayal ötesi doğal manzaralar ve renkler sunar Küre Dağları ve Ilgaz dağı Milli Parkları. Barındırdığı biyolojik çeşitlilik ve muhteşem kanyonlar sayesinde Türkiye’nin ve dünyanın özel bölgelerinden birisi olan Küre Dağları Dünya Doğayı Koruma Vakfı’nın (WWF) “ölmeden önce görülmesi gereken yerler” listesinde yer almıştır. Anadolu’nun en gür ormanlarını barındıran yörenin emsalsiz doğal görselleri yıl boyunca aldığı yoğun yağış ve coşkun derelerin vadileri aşındırmasıyla oluşmuştur. 2000 yılında milli park ilan edilerek koruma altına alınan Bölge, 2012 yılında Avrupa seçkin koruma alanlarını simgeleyen “PAN Parks” arasına kabul edilerek Avrupa’nın 13. Türkiye’ninse ilk PAN Park’ı olmuştur. Toplamda 134 bin hektarlık bir alana yayılan bölge Bartın ve Kastamonu yöresindedir. Özellikle Azdavay, Pınarbaşı, Ulus, Kurucaşile, Amasra ve Cide milli parkın en zengin görsellerine sahiptir. Zengin doğal hayatı barındıran bölge endemik bitki türleri, kurt, ayı, geyik, çakal, tavşan, yaban domuzu, tilki, ötücü ve yırtıcı kuşlara ev sahipliği yapmaktadır.
Her bir kilometrede ayrı bir güzellik sunan bölgenin en etkileyici, en heyecan verici yerlerinden birisi kesinlikle Horma Kanyonu. Kanyon 2020 yılında tamamlanan 3 kilometresi merdiven toplam 4 kilometre yürüyüş yoluyla nefes kesmekte. Dere yatağından yüksekliği yüz metreyi aşan merdiven basamaklarını tırmanırken kanyon içerisinde kazan ya da kuyu diye adlandırılan ve su derinlikleri çok yüksek olan yerleri ürkerek izliyoruz. İki girişi olan kanyonu gezmeye, yükseklik korkunuz yoksa Ilıca Köyü tarafından başlamak ve mümkünse parkurun tamamını yürüyerek geçmek en ideali.
Horma Kanyonu’nun girişinde yer alan Ilıca Şelalesi; tahta köprüleri, izleme terası, kocaman taşları, ağaçlardan sarkan yosunları ve likenleriyle adeta masal dünyasını çağrıştırıyor diye düşünüyorum. Su yüksekliğinin uygun olduğu zamanlarda merdivenlerle şelalenin döküldüğü kumluk alana inilebilmektedir.
Dünyanın en derin 2. Kanyonu olan Valla Kanyonu 1200 metreyi bulan kaya duvarları, 10 kilometrelik uzunluğuyla gerçekten büyüleyici. Kanyon Devrekani Çayı’nın aşındırmalarıyla oluşmuş enfes bir görüntüye sahip. Pınarbaşı'nın 26 kilometre kuzeyindeki Muratbaşı Köyü yakınlarında, Devrekani Çayı ile Kanlıçay'ın buluştuğu yerde başlayan Valla kanyonu Kuzeyde Cide'ye doğru uzanmaktadır. Kanyonu görmek için en iyi nokta ise Muratbaşı Köyü. Köyün içinden başlayan 1,5 kilometrelik yürüyüş parkurunun sonunda ahşap merdivenlerle üç katlı burgulu izleme terasına kadar çıkarak terasın nefes kesici manzarasına bakıyorsunuz.
Azdavay sınırlarındaki Çatak Kanyonu ziyaretinde 900 metre yüksekliğe kurulan cam teras sayesinde adeta nefes kesen bir deneyim yaşıyorsunuz. Yükseklik korkunuz olmasa bile ilk birkaç adım insanı ürkütmeye yetiyor. Alıştıktan sonracyüksekliği yer yer 400 – 800 metreleri bulan uçsuz bucaksız yeşilin ve kaya duvarlarının oluşturduğu doyulmaz manzaranın keyfini çıkarıyorsunuz.
Devrakani Çayı üzerindeki Loç Vadisi, Kastamonu’nun gizli kalmış yerlerinden. Küre Dağları Milli Parkı ve Cide sınırlarında yer alan vadiyi 1000 metre yüksekliğe kurulan küçük ahşap seyir terasından izleyebiliyorsunuz. Şenpazar yolu üzerindeki terasa 2 kilometrelik yürüyüş yoluyla ulaşılıyor. Küre Dağları’nın en bakir köşelerinden olan vadinin Gömeren Kanyonu’ndan, Kılıçlı Mağarası’na, Valla Kanyonu’ndan, Malyas Kanyonu’na uzanan bir manzarası var.
Büyüklük olarak dünyanın sayılı mağaralarından olan Ilgarini Mağarası bu coğrafyada karşınıza çıkan en şaşırtıcı yerlerden biri. Dünyanın en büyük 4. mağarası olan Ilgarini’nin uzunluğu 858 metre, derinliğiyse 250 metre. Sarkıtlar ve dikitlerle süslü büyükçe bir salon ve 27 kavşakla inilen yaşam izlerine rastlanan iki bölümden oluşuyor. Mağarada Roma ve Bizans dönemlerinden kalan şapel, sarnıç ve mezar kalıntıları bulunmaktadır. Yamanlar Köyü yakınlarındaki mağara Pınarbaşı’na 36 kilometre uzaklıkta. İlgarini Mağarasını gezmek için yarım gün ayırmak gerekir zira gitmek için yaklaşık 5 kilometrelik işaretli yolu yürümek gerekiyor. Ahşap bağlantılarla yürümesi kolaylaştırılmış inişli çıkışlı yolun tek yönünü yürümek 1,5 – 2 saat sürüyor. Yolu üzerindeki Mantar ve Ejder mağaraları da kesinlikle görülmeye değer.
1976 yılından beri milli park statüsüne sahip Kuzey Anadolu’nun en büyük sıradağlarından olan Ilgaz Dağları Türkiye’nin önemli bitki alanlarından kabul ediliyor. Bir kısmı Çankırı ili sınırları içerisinde olan Ilgaz’ın en yüksek noktası 2587 metreyle Büyükhacat Tepesi. Park kapsamındaki 700 metrelik pist, kayakçılar ve snowboardcular arasında oldukça popüler.
Gezi yazımızın bu bölümünü İlyada’da adı geçen Paphlagonia kentlerinden KYTOROS, bugün Cide’nin çok az bir söylem farkıyla GİDEROS dedikleri yöreyi ve hepimizin gönlünde taht kuran Hababam Sınıfı'nın yazarı olan Rıfat Ilgaz'ın doğduğu ve hayranı olduğu Cide'de tamamlıyoruz. Cide Rıfat Ilgaz Sarıyazma Kültür ve Sanat Festivali'ne de ev sahipliği yapıyor her yıl. Rıfat Ilgaz'ın vefatından sonra restore edilen ve müze olarak halka açılan müzeyi geziyoruz.
Daha neler mi var Kastamonu yöresinde? Gelecek yazımızda buluşmak dileğiyle sevgiler, saygılar.
Yorum yap