IŞIKLI GÖLÜ VE GÜNEŞ TANRISININ ÇİÇEĞİ NİLÜFER
26.07.2021GÜNEŞ TANRISININ ÇİÇEĞİ NİLÜFER
Mısır’ın Ölüler Kitabı’nda bu bitkiye ilişkin anlatılanlara göre özellikle mavi renkli nilüfer, Aşağı ve Yukarı Mısır’ın birliğini simgeliyordu. Efsaneye göre Eski Mısır başlangıçta karanlıklar altındaydı ve Nil’de bir karmaşa vardı. Bu karmaşa nilüfer çiçeğinin ortaya çıkmasına kadar sürdü. O ana kadar her yer karanlıkken bahar ayının gelmesiyle açan nilüferin etkisiyle aydınlandı. Öğle saatlerinde nilüferden yayılan tatlı koku yeryüzüne yaşam verdi. Bu nedenle de nilüfer, bütün yaşamın kaynağı olarak Güneş Tanrısının çiçeği oldu.
Uzak Doğu felsefesinde çok sık adı geçen lotus çiçeği de aslında bir tür nilüferdir. Bu nedenle birçok yerde nilüfer çiçeği simgelerini görebiliyoruz. Uzak Doğu’da bu bitki, sonsuzluğu ve enerjinin dönüşümünü simgeliyor.
Birçok Asya ülkesinde tapınaklara ibadete giden inananlar tanrılarına bu kutsal çiçeği hediye ederler ancak öncesinde kesinlikle koklamazlar, çiçek tanrı içindir ilk koklayacak olan o olmalıdır.
Bir Hint prensi olan Siddhartha, Tanrı Vishnu’nun bir sureti olarak dünyaya gelmiştir. Siddhartha doğumunun ardından hemen yürümeye başlamış ve bastığı her yerde nilüfer çiçekleri çıkmıştır.
IŞIKLI GÖLÜ
Denizli İlinin Çivril İlçesine bağlı Işıklı Kasabasının 7 kilometre güneyinde yer alır.
Uluslararası Ramsar Sözleşmesi ile A Sınıfı Sulak Alan statüsüne alınmıştır. Yaklaşık 800 m rakımda, alanı ise 3500 ha civarındadır. Göl, Büyük Menderes Nehri, Karanlık Dere ve Kuti Çayı ile beslenmektedir. Doğudan gelen su kaynaklarıyla beslenen gölün doğu, batı ve güney kıyılarında setler yapılmıştır. Bu nedenle gölde su seviyesi yükselmiş ve sazlıklar azalmıştır.
Türkiye’nin en büyük nilüfer tarlasının oluşturduğu görsel güzellikle doğaseverlerin, fotoğrafçıların ilgisini çeken bir doğa harikasıdır.
Oldukça kibar ve anlayışlı kayıkçıların rehberliğinde, süslü kayıklara binerek yapacağınız ve yaklaşık bir saat süren bu gezinti, gölü, dağların yansımasını, nilüfer çiçeklerini, sazlıkları, çok çeşitli kuş türlerini fotoğraflamak için yeterli bir süre. Dikkat edeceğiniz tek şey, oldukça dengesiz kayıklarda fotoğraf çekme heyecanıyla kendinizi suda bulma olasılığı. Aslında dengesizlik kayıkta mı yoksa o telaşa kendini kaptıran biz fotoğrafçılarda mı bilemem; neyse…
Nilüferler, rizoid adı verilen kökçükleriyle suyun altındaki çamurlu bölgeye tutunarak yaşar. Parmak kalındığındaki gövdeleri kısa olan nilüferlerin yaprak sapları ve çiçek sapları 1,5 metreye kadar ulaşabilir.
Göl, su kuşları için de önemli bir yaşam kaynağıdır. Bölgede kuluçkaya yatan türlerden; Küçük Baladan, Alaca Balıkçıl, Küçük Ak Balıkçıl, Büyük Ak Balıkçıl, Erguvan Balıkçıl, Çeltikçi, Boz Kaz, Angıt, Deniz Kartalı, Saz Delicesi, Kızıl Şahin, Uzunbacak, Gülen Sumru, Bıyıklı Sumru, Ak kanatlı Sumru, Kır İncirkuşu önemli örneklerdir.
Yorum yap