Üye Ol / Giriş yap


Gezi Rotaları

MARDİNLİ NASRA’YI ANLATIRKEN 8 MARTTA SELAM OLSUN SANA, ATEŞOĞLU BERNA

NUREDDİN ÖZDENER 04.03.2020

Sevgili Altınrota Dostları Merhaba,

Söyleyecek sözü olanlara merhaba,

Mardin’e 8 Martta Başbakanı getirten güç, Mardin’in emekçi kadını,  Nietzsche’nin  “işte tam da bugün daha çok ihtiyacımız var sanata” sözünü yaşamında ilke edinmiş, sanat ve sevgi insanı Nasra Teyze’nin Mardin’de varlığı ve kattıkları sayılamayacak kadar çoktur.  Gezimiz sırasında istedim ki sizde biraz daha yakından tanıyın.  

Hatırlayalım ki,  Adım Adım Mardin Gezimizde, Nasıra Teyze’nin evinde kahvelerimizi yudumluyorduk.

Nasra teyzenin evinde soluklanmıştık,  bir önceki konaklamamızı bitirtirken son cümlemizi hatırlayalım:

Devamı ne zaman mı? Adım adım dedik ya, hedi hedi/yavaş yavaş...

Bir de okumayanlar içinde link verelim.

http://altinrota.org/yazilar/dostum-suryani-iki-kilise-bir-ev-genis-yurekler/161

 Nasra Teyze’nin evinde kahvelerimizi yudumluyorduk. Kırk yıl hatırı olsun diye, acaba ev yapımı şarap içersek hatırı daha mı çok olur diye düşünmedim değil. Neyse, koyu kavrulmuş, ince çekilmiş kakuleli kahveyi tercih ettik. 

                Sevgili Dostlar Nasra teyzeyi bu yönüyle,  tanıyan var mıdır bilmem ama bir gün sohbetinde anlatmıştı, ben de böyle hayran hayran dinlemiştim.  

Tabi Arapça anlatıyordu. Hem de yavaş yavaş tane tane. Anlatırken ara ara kalkıyor, kök boya fırçalarını gösteriyor, kalıplarını kendisi yapmış, bir filmin içinde gibiydim. Belgesel bir filmin içindeymişçesine, birden Nasra Teyze beliriyor usumda, üzerinde siyah tayyörü, mizanpli saçları, gri pardösüsü ile onu Mardin’de Ulucami’nin yakınındaki Kayseriye çarşısından boyayacağı perdeler, örtüler için, patiska yada alpaka kumaş alırken hayal ediyorum. mardintarifi .com internet sitesinden aldığım bu fotoğraf hayal gücümüzü arttırır sanırım. Bir de Sümerbank var tabi, onun yeri hep ayrı oldu hayatımızda, Mardin'de ve tüm Türkiye'de.

 

 Biraz soluklanın ve Mardin’i bin dokuz yüz ellilerdeki Mardin’i daha çimento beton girmemiş Mardin’i biraz hayal edin istiyorum.  Nasıra teyzenin de ellerinde ve kollarında tüm eski özellikli kadınlar gibi dak yani dövme vardı.

  Bana anlattığı ve benim bugün emekçi kadınlar gününde onu özellikle hatırlayıp bu yazımda 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde anmama sebep olan sohbeti merak ediyorsunuz biliyorum, merak edin diye uzatıyorum zaten.

Sizi o kadarda meraklandırmadan anlattığı öyküyü tercüme ederek aktarayım sizlere. Bileydim o günlerde ses kaydı yapardım. Bazı insanlar hiç ölmeyecekmiş gibi gelir insana, işte o kadar canlı ve o yaşına rağmen dinamik, üretkendi ki, yakın gelecekte bir gün öleceği aklımın ucundan bile geçmiyordu.  Bakınız Mardin Sesleri Video Filmi  2.20. dakika, Nasra Teyzenin ayaklarıyla tuttuğu ritme dikkat: https://www.youtube.com/watch?v=S6sybft_vCM

Gerisini Nasra Teyzemin ağzından dinleyelim:

    Benim babam Süryaniler için kiliselere manastırlara perde yapıyordu. Çok güzel ve canlı tavsifleri vardı. Babamın en büyük endişesi, o öldükten sonra sanatını kimsenin yapmaması ve sanatının ölmesiydi.  Ben de baktım ki erkek kardeşlerim pek ilgilenmiyor ve babamın sanatı ölecek. Bu defa ben öğrendim. Bu yolda yürümeğe başladım. Ben babamın adını yaşatmak için eşimden aldığım soyadını değil, babamdan aldığım kızlık soyadım olan Şimmeshindi soyadını  yaptığım perdelerde ve eserlerde kullandım. Eserlerimi incildeki tasvirlere göre yapıyorum. Resimlerini ben yapıyorum. Basma kalıplarımı da ben yapıyorum. “ diye anlatmıştı.

Nasra Teyze Arapça konuşuyor,  alt yazı geçiyorlar ancak ders niteliğindeki İsveç Başbakanına cevabını alt yazıda yazamıyorlar, ya çeviremiyorlar, belki de yazmıyorlar.

 https://www.haberturk.com/tv/ozel-haber/video/mardinin-siradisi-kadini-nasra/101669

  Bir ziyaretinde İsveç başbakanı kendisine, dört oda, maaş ve hizmetçiler teklif ediyor.

 Kendisinin cevabı:

“Niye ben deli miyim, bir odadan çıkıp ötekine gireyim. Ben odamı tüm İsveç’e değişmem.

    Mardin gibi bir yerde bir kadının üretici olarak, kızlık soyadını kullanması bana çok cesur ve feminist bir tavır duruş gibi gelmişti. Yıllar içinde doktor olmama, onunda sağlık ocağı bölgemde ikamet etmesi nedeniyle çok kez hasta doktor iletişiminde bulunduk. Daha önce de belirtmiş bana hitap biçimi, ses tonu, kendine özeni hep hayran bırakmıştır.

   2013 yılında dünya yaşlılar günü sırasında ben de tekrar Mardin’de görevliydim. Vali bey benden biri erkek biri kadın iki yaşlının evini ziyaret etmek istediğini bildirdiğinde aklıma hemen Nasra teyze geldi.  Randevulaştık, akşam saatlerinde Nasra teyzenin evindeydik. Her yer pırıl pırıldı. Bembeyaz örtüler, sakız misali, kolalanıp kolalanmadığını sormaya utandım. Ancak dantelleri müzede teşhir edilecek düzeyde muntazamdı. Keşke Nasra teyzenin odası, bir müze, gezi evi olsa da Mardin’e gelen misafirler, basitlik içinde zenginliği, sanatın erdemini, mütevazilik içinde kültürel zenginliği görebilme şansı yakalasaydılar.

Nasra teyze dindar bir insandı, ben tahmin ediyordum, ancak arayıp telefon ile sordum ve Gabriel beyden teyit ettim, her sabah saat 6 civarı Kırklar Kilisesinde ibadete düzenli olarak geldiği bilgisini edindim.

Ülkemizin her yanında üreten, yaşamı ve insanı çok seven güzel kadınlar var. Biz bu kadınlara çok şey borçluyuz. Onlar hayattayken yaptıklarıyla yetinmeyip, ebedi dünyaya intikal ettiklerinde de bizlere onları anarken yaptırıyorlar, Rol model oluyorlar, birer kutup yıldızı olup yol gösteriyorlar. 

    DSÖ’nün bugün önerdiğini (Transformed attitudes, beliefs, and norms) yıllar önce uygulamış, Empowerment of women / Güçlenen Kadın  ile inançları, normları ve tutumları dönüştürmüş, Statüsünü kendisi belirlemiş kişidir Nasra Şimmeshindi Çilli.   

   DSÖ'nün  sayfasındaki RESPECT women: Preventing violence against women önerileri  yol bize yol göstericidir:

    https://www.who.int/reproductivehealth/publications/preventing-vaw-framework-policymakers/en/

 Berna Ateşoğlu ve Nasra Şimmeshindi Çilli yan yana gelse sohbetleri nasıl olurdu?

Muhakkak ki birbirlerine söyleyecekleri vardı. Güzelliklerle anıyorum. Nurlar içinde olun. 

 

Çok sevdiğim bir şarkı vardı çocukluğumda "Atatürk ölmedi yüreğimde yaşıyor / Uygarlık savaşında bayrağı o taşıyor" ilk iki dizesiydi şarkıların.  Bazı insanları bayrağı devreder ama hep onlar taşır. 

Sevgili Altınrota ve Mardin Dostları, Kadınlar Gününüz kutlu, mutlu, barışık olsun.

Çukurova ozanı Yaşar Kemal'in söylemi imdadımıza yetişsin:

“Dağlar, insanlar ve hatta ölüm bile yorulduysa şimdi en güzel şiir barıştır.

Mardin Ruha iyi gelen şehir, rotamıza kaldığımız yerden devam edeceğiz. 

İstikamet Kasımiye/Kasımpaşa Medresesi. Kalın sağlıcakla...

 

3005
Yorum yap


NUREDDİN ÖZDENER
Diğer yazıları
GÜVERCİN TİYATROSU 05.10.2018 tarihinde yayınlandı ve 6217 kez okundu.
ADIM ADIM BİR MARDİN ROTASI ... VE ÖTESİ ... 17.12.2018 tarihinde yayınlandı ve 5721 kez okundu.
İKBEBET : SOĞAN, KIYMA VE BULGURUN MARDİN'DEKİ BULUŞMASI 22.02.2019 tarihinde yayınlandı ve 5173 kez okundu.
İSTİKAMET TELE RUH ÜFLEYİP TELKARİ EYLEYEN, SUPHİ USTA 03.09.2019 tarihinde yayınlandı ve 3259 kez okundu.
DOSTUM SÜRYANİ, İKİ KİLİSE BİR EV GENİŞ YÜREKLER 10.12.2019 tarihinde yayınlandı ve 4630 kez okundu.